Yapay Zekâ ve Bilişsel Bilim Alanında Çok Sayıda Uzman Bir Araya Geldi

 

Yeditepe Üniversitesi, 27-28 Nisan tarihlerinde yapay zekâ ve bilişsel bilimin konuşulduğu, iki büyük sempozyuma ev sahipliği yaptı. Yerli ve yabancı çok sayıda uzmanın katıldığı sempozyumda konuşan sanatçı-araştırmacı Memo Akten, yapay zekâ ile “yaratıcılık” diye düşündüğümüz birçok işin değişeceğini söyledi.

 

Yeditepe Üniversitesi Uluslararası Beyin ve Bilişsel Bilim Sempozyumu ve onun uydu etkinliği olan Disiplinlerarası Yapay Zekâ Çalışmaları Sempozyumu, 27-28 Nisan tarihlerinde, üniversitenin 26 Ağustos Yerleşimi’nde gerçekleştirildi.

Farklı disiplinlerden çok sayıda bilim adamının ve araştırmacının konuk olduğu sempozyumlar, bu alanda yaşanan son gelişmelerin ve etik sorunların tartışıldığı, interaktif yapay zekâ uygulamalarıyla konukların farklı deneyimler yaşadığı bir platform oldu.

Yeditepe, ODTÜ ve Boğaziçi Üniversiteleri Bir Arada

Türkiye’de bilişsel bilim programları sunan üç üniversite Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Boğaziçi Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi’nce altı yıldır düzenlenen Uluslararası Beyin ve Bilişsel Bilim Sempozyumu’na (ISBCS), bu yıl Yeditepe Üniversitesi ev sahipliği yaptı.

Sempozyumun açılışında konuşan Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl, sempozyumun bilişsel bilim alanına disiplinlerarası bir yaklaşım getirdiğini anımsatarak üç büyük üniversite ile yurtiçinden ve yurtdışından katılan çok özel konuklarla böyle bir sempozyumu organize etmekten gurur duyduklarını söyledi. Temel hedefi insan zihnini anlamak olan bilişsel bilimlerin, bu hedefine disiplinlerarası çalışmalarla ve bu çalışmaların konuşulacağı platformlarla ulaşabileceğini ifade eden Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl, Yeditepe Üniversitesi’nin bilişsel bilim alanındaki çalışmaları desteklemeyi sürdüreceğini kaydetti.

Dil ve Müzik Beyinde Aynı Alandan Yönetiliyor

Sempozyumda “Dilin Sinirsel Evrimi” konulu bir konuşma yapan Viyana Üniversitesi Bilişsel Biyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Tecumseh Fitch, bu alandaki çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi:

“Çoğu hayvanın, özellikle de bize genetik ve anatomik olarak yakın hayvanların neden konuşamadığı üzerine çalışmalar yapıyorum. Biz çalışmalarımızda bunun genel olarak konuşma organlarıyla ilgili olduğuna ilişkin iddiaların yanlış olduğunu kanıtladık. 70’lerden beri özellikle maymunların konuşamamasının temel nedeninin konuşma organlarının insandakilerden büyük farklılıklar taşıması olduğu iddia edilmekteydi, ancak asıl sorunun bu olmadığını ve maymunların beyinlerinde ilgili nöral yapıların olmamasının sorunun kaynağı olduğunu gösterdik. Konuşma organları oldukça farklı anatomik özellikler sergilese de, mesela papağanlar, insan seslerini üretilebilirler ve tam da iddiamızın öngördüğü gibi, papağanlar insanlarda bulunan nöral yapılara sahiptirler. Ayrıca, müzikle insan dili arasındaki benzerliklerin beyinde bir karşılığı olduğunu gösteren çalışmalar yapıyoruz. Şu anki bulgular hem müzik hem de dil için gerekli olan nöral özelliklerin beynin ön lobunda bulunan ve Broca bölgesi adı verilen bir alan ve onun yakın çevresindeki alanlarla kurduğu bağlantılarda toplanmış olduğunu gösteriyor.”

“Kitabı veya Senaryoyu Yapay Zekâ Yazacak”

Bu yıl ilk kez düzenlenen Disiplinlerarası Yapay Zekâ Çalışmaları Sempozyumu’nda ise (SIAIS) sanatçı ve araştırmacı Memo Akten, yapay zekâ ile oluşturduğu eserlerini konuklara VR deneyimi ile sundu.

“Temel Frekanslar: Makineler daha zeki, daha özerk oldukça ve her yerde yayıldıkça, bu durum insan yaratıcılığını veya sanatçının rolünü nasıl etkiler?” konulu bir konuşma yapan Memo Akten, yapay zekânın yaygınlaşması ile yaptığımız birçok işi yapış biçimimizin değişeceğini anlattı.

Soruları da yanıtlayan Memo Akten, “Yaratıcılık diye düşündüğümüz bazı işler değişecek. Örneğin, 100 saatlik video çektiniz, onu hard diske kopyaladınız. Bir senaryo yazıyorsunuz ve ‘bu 100 saatlik videoyu edit et ve senaryoya uygun hale getir’ diyorsunuz ve yapay zekâ videoyu senaryoya göre edit ediyor. Bir başka örnek, bir paragraf yazacaksınız, ‘bu paragrafı roman hale getir’ diyeceksiniz. Bu güzel bir roman olur mu olmaz mı, o ayrı bir konu. Ancak yapay zekâ bir taban oluşturacak ve sonrasında biz o romanı edit edebileceğiz” dedi.

Yapay zekanın insandan daha yaratıcı olup olmayacağı şeklindeki bir soruya ise Memo Akten, şu yanıtı verdi: “Biz yaratma ihtiyacı içimizde olduğu için yaratıyoruz. İnsandaki yaratıcı olma gereksinimi hiçbir zaman bitmeyecek. Bir bilgisayar bu hissi edinemez. Belki bilgisayar insanı yenebilir ama en iyi kombinasyon, insan+bilgisayar. Bir bilgisayar hiçbir zaman insan+bilgisayardan daha iyi olamaz.”

Sempozyumlarda ayrıca, Friedrich-Schiller Üniversitesi öğretim üyesi Thomas Bocklitz “Makine Öğrenmesine Giriş”, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Kurucu Dekanı Emeritüs Profesör Kemal İnan “Yapay Zekâ ve Bilginin Büyümesi”, Dr. Tonio Ball “Beyin Sinyalleri için Derin Öğrenme”, ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Göktürk Üçoluk “Akıllı Hasta Takip Sistemi”, Maryland Üniversitesi öğretim üyesi Colin Phillips, “Konuşma ve Anlama Arasındaki İlişki”, Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Nazım Keven “Olaylar, Hikayeler ve Bellek”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Itır Kaşıkçı “Rakamlarla Beyin: İçeriden Bakış”, İndiana Üniversitesi Psikoloji ve Beyin Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Ydr. Doç. Dr. Ehren Newman “Sinirsel Bilgi İşlemenin Beyinde ve Laboratuvarda Takibi” konulu konuşma yaptı.