Uzay Altyapısını Siber Tehditlerden Korumak için Çağrı

 

Kaspersky ve Zayed Üniversitesi’nin “Uzay altyapısının siber tehdit profili” başlıklı raporunda, uzay yolculuğunun siber güvenlik açısından değerlendirilmesi ve güvenliği ihlal edilmiş altyapının insanların uzayı keşfi sırasında yol açabileceği tehditler ayrıntılı biçimde ele alındı.

 

En son Birleşik Arap Emirlikleri’nin Umut görevinde olduğu gibi giderek daha fazla ülkenin uzayın keşfiyle ilgilenmesi, raporda yer alan bulgu ve öngörüleri son derece değerli hale getiriyor. Zayed Üniversitesi gibi önde gelen akademik kurumlar, Umut gibi görevlerin başarıya ulaşması için gereken teknolojinin ve insan kaynağının sağlanmasında önemli roller üstleniyor. BAE Uzay Ajansı tarafından finanse edilen Zayed Üniversitesi (ZU), insanlı seyahat öncesinde Mars gezegeninin ortamını incelemek için bir Mars simülasyon odası tasarladı. Buna ek olarak ZU araştırmacıları, hiperspektral uzaktan kumanda ve diğer sensörler yardımıyla BAE ortamı için spektral imza kitaplığı yayınladı.

Zayed Üniversitesi Bilgi İşlem ve Uygulamalı Teknoloji Bölüm Başkanı Monther Aldwairi, “Uzay yolculuğu çok yakında norm olacak, daha fazla ülke kendi uzay keşif projelerini başlatacak. Teknolojideki son gelişmeler uzay araştırmalarını mümkün kılıyor. Uzay yolculuğu artık sadece hükümetleri ilgilendirmiyor, aynı zamanda özel şirketler arasında da giderek daha popüler hale geliyor” dedi.

Uzay altyapısı, roketler, yörünge istasyonları, uydular, insansız hava araçları, uzay sondaları, robotik ve uzaydan dünyaya iletişim sistemleri gibi pek çok görev açısından kritik sistemi kapsıyor. Örneğin uydular, hava durumu, atmosferik hareketler ve istihbarat toplama gibi çeşitli kullanımların yanı sıra güneş sistemimizi ve uzayı keşfetmek için de kullanılıyor. Uydular analiz edilecek verileri yer istasyonlarına iletmek için iletişim sistemleriyle birlikte hareket ediyor.

Diğer kritik altyapı ortamına benzer şekilde, uzay altyapıları da genellikle e-posta hizmetlerini, e-hizmetleri ve dosya sunucularını barındıran bir kurumsal ağdan ve geleneksel kullanıcı segmentinden oluşuyor. Ayrıca uzay sondalarının, sensörlerin, aktüatörlerin, uyduların veya benzeri sistemlerin fiziksel ortamdan veri topladığı alan da uzay segmentine dahil olacak. Denetleyiciler veya zemin katmanları, toplanan verileri izlemek ve işlemek için saha cihazlarını şirket ağıyla birbirine bağlayacak.

Uzay altyapısının birden fazla giriş noktası bulunuyor: Kurumsal ağlar veya kullanıcı segmenti, uydu iletişim istasyonları, yörüngedeki uydular ve hizmetlerini kullanmak için uzay ağına bağlanan herhangi bir sistem. 2022 gibi yakın bir gelecekte giriş noktalarının ay yüzeyindeki LTE/4G kulelerini içerecek şekilde daha da genişlemesi mümkün.

Uzay altyapılarına yönelik tehdit bir kurgu değil, zaten olan bir şey. Son yıllarda uzay altyapısını kötüye kullanan çok sayıda tehdit aktörü tespit edildi. Niyetleri genellikle uydu iletişimini bozmaya, uydu yayınlarını engellemek için altyapıyı kullanmaya ya da hassas bilgileri çalmaya odaklanıyor. İletişim uyduları şimdiden hedef alınıyor ve ülkelerin ABD Uzay Kuvvetleri gibi uzay altyapısını korumaya adanmış birimler oluşturduğuna inanılıyor.

Kaspersky Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Maher Yamout, geleneksel kritik altyapıların son yıllarda sıklıkla ciddi sonuçlara neden olacak şekilde defalarca tehlikeye atıldığını, insanlar geçmişteki hatalardan ders alması ve uzaya açılırken siber güvenliği en başından bir öncelik haline getirmesi gerektiğini söylüyor.

Uzay yolculuğundaki çarpıcı artış, aşağıdaki faktörler eşliğinde devam edecek:

  • Uzay turizmi yaygınlaşacak ve uzayda oteller yapılmaya başlanacak.
  • Roket güdümlü uçaklar, insanların saatte 27 bin km’ye varan hızlarda seyahat etmelerini sağlayacak.
  • Robotlar, özellikle derin uzayda astronotların yerini alacak.
  • Farklı gezegenlerde insan kolonileri kurulacak.
  • Madencilik sektörü uzayda faaliyet göstermeye başlayacak.

Yukarıdaki faktörler, kritik alan altyapısına, özellikle iletişim ve ağ sistemlerine olan ihtiyacı büyük ölçüde artıracak. Potansiyel saldırı yüzeyinin büyümesi ve bu tarz altyapıların taşıdığı kritik önem, siber saldırganlar açısından bu alanı son derece çekici hale getirebilir.

Uzay yolculuğunun teknolojideki hızlı ilerlemeyi teşvik ettiği ve oluşturulan hayati altyapının en baştan korunması gerektiği açık bir gerçek olarak karşımıza duruyor. İnsanoğlu uzaya daha fazla adım atarken, uzay altyapısının tamamen korunmasına odaklanan bir yaklaşım tek mantıklı seçenek olacaktır.