Dijital Biz Dergisi | Özel Röportaj

 

Güven YAKAN

PETGAZ A.Ş.

Yönetim Kurulu Üyesi

Şubat 2021

 

Türkiye’nin En Büyük LPG Terminalinin Dijital Dönüşümü

 

Kovid-19’un iş dünyasına etkileri ile dijitalleşmenin öneminin bir kez daha anlaşıldığı dönemden geçerken hem BDY Group hem de PETGAZ A.Ş. olarak 2021 yılında dijital dönüşüm bizim için en öncelikli gündem maddesidir.

 

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1984 yılında İstanbul doğumluyum. 2007 yılında Türkiye’de Endüstri Mühendisliği okuduktan sonra İngiltere’de Uluslararası Finans üzerine yüksek lisans eğitimimi tamamlayıp Türkiye’ye dönerek iş hayatına başladım. Çeşitli firmalarda görev aldıktan sonra, 2020 yılında PETGAZ A.Ş.’nin BDY Group Yatırım A.Ş. tarafından satın alınmasıyla tüm grubun Bilgi Teknolojileri (BT), Terminallerinin yönetiminin yanı sıra PETGAZ İnsan Kaynakları (İK), İkmal ve Satın Alma departmanlarının yöneticisi olarak görev yapmaya başladım. Aynı zamanda Global Bilişim Derneği (BİDER) kurucu üyeleri arasındayım.

Şirketiniz, Sektörünüz ve faaliyet alanlarınız ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

Türkiye’de marka geçmişi 1990’ların başına dek uzanan ve LPG sektöründe uzun yılların tecrübesine sahip olan PETGAZ, Türkiye’deki faaliyetlerini LPG ithalatı, ihracatı, toptan satışı ve depolama hizmetleri alanlarında başarıyla sürdürüyor. PETGAZ olarak, tüm faaliyetlerimizi, etik değerler, dürüstlüğe dayalı ilişkiler, herkese eşit ve saygılı davranış, karşılıklı fayda yaratma ve insanlığın gelişimine katkı sağlama gibi markamızı farklı kılan prensipler doğrultusunda gerçekleştiriyoruz. İşlerimizi sağlık, emniyet ve çevre ilkelerimize bağlı kalarak, insana, çevreye zarar vermeden ve kazaya neden olmadan sürdürmeyi amaçlıyoruz. PETGAZ bir zamanlar BP Türkiye’nin bir markası ve OTEKO Group şirketlerinden biri iken şimdi tamamıyla milli ve yerli olan BDY Group Yatırım A.Ş.’nin bir parçası olarak sektörde son derece güvenilir ve önemli bir oyuncu oldu. Group bünyesindeki diğer terminallerimiz ve lojistik birimimizle tüm lokasyonlara ikmal yapabilme kabiliyetine de sahibiz. PETGAZ Dörtyol LPG Terminali, 64.150 m³ kapasitesiyle, Türkiye’nin en büyük depolama kapasitesine sahip LPG terminalidir.

PETGAZ’ın öncelik verdiği konuların başında Sağlık-Emniyet-Çevre (SEÇ) yükümlülükleri geliyor. İş prensiplerimizden biri olan SEÇ politikası, faaliyetlerimizin kazasız ve insanlara ya da çevreye zarar verilmeden sürdürülmesini hedefliyor. PETGAZ için çalışan herkes SEÇ prensiplerinin doğru uygulanmasından sorumlu bulunuyor. Şirket politikamız gereği şirket çalışanlarımız, tedarikçilerimiz, misafirlerimiz dahil olmak üzere emniyetsiz gördükleri tüm operasyonları durdurma yetkisine sahiptir. Güvenlik sadece terminallerimizde değil tüm bilgi işlem altyapımızda da bizim için önemli konulardandır. Sürekli olarak tüm altyapımızı geliştirmek, güncel teknolojileri sistemlerimize adapte etmek için Bilgi İşlem ekibi olarak çalışıyoruz. BDY Group bünyesine katılmamızla birlikte büyüyen bir bilgi işlem alt yapısına sahip olduğumuzdan bu sene içerisinde bizim için en önemli konuların başında güvenlik ve dijital dönüşüm geliyor.

Dijital Dönüşüm konusunda görüşleriniz nelerdir? Sizce Türkiye dijital dönüşümde hangi aşamada? Şirketiniz hangi aşamada, planlarınız nelerdir?

Kovid-19’un iş dünyasına etkileri ile dijitalleşmenin öneminin bir kez daha anlaşıldığı dönemden geçerken hem BDY Group hem de PETGAZ A.Ş. olarak 2021 yılında dijital dönüşüm bizim için öncelikli gündem maddesidir.

Bu konu hakkında Group IT olarak çalışmalarımız devam ediyor ve planladığımız şekilde projemizi tamamlayabilirsek 2021 sonunda şirket içi iletişimin ve dokümanların paylaşıldığı bir uygulamayı devreye almayı planlıyoruz. Dijital dönüşüm ile gelen güvenlik tedbirleri için de 2021 yılında planladığımız yatırımları tamamlamayı hedefliyoruz. KVKK’nın getirmiş olduğu teknik tedbirlerin Dijital Dönüşüm için firmalara yardımının dokunduğunu düşünüyorum. PETGAZ’da süreçlerin %70’ini dijital ortama aktarabildik ancak bazı konularda dijitalleşmek şu an mevcut mevzuatlardan dolayı pek mümkün gözükmüyor.

Ülkemizde dijital dönüşümün önündeki en büyük engelin Bilgi İşlem departmanlarının bütçe onaylatmasında yaşadığı sorunlar olduğunu düşünüyorum. Yaşadığımız bu zorlu Kovid-19 sürecinin dijital dönüşümün ve bilgi işlem departmanlarının önemini ve gerekliliğini anlamamız konusunda hatırlatıcı etkisi oldu. En son yapılan anketlerde özellikle E-Devlet Kapısının, Türkiye Dijital Dönüşümünün öncülerinden olduğunu gösteren %95’lik bir memnuniyet oranına sahip olmasıyla Türkiye’de Dijital Dönüşümün önemini gösteriyor. Özellikle Kovid-19 sürecinde tüm vatandaşlarımızın birçok işlemi evlerinden çıkmadan hızlı ve güvenli şekilde E-Devlet Kapısından yapabiliyor olmasının bu memnuniyet oranının yüksekliğine etki ettiğini düşünüyorum.

Teknolojiye ve Dijital Dönüşüme yatırım yapan ve süreçlerini tamamlayan şirketlerin 2020 yılında salgının etkilerinden çok etkilenmediği ve büyüme trendlerini devam ettirdikleri görülüyor. Hem ülkemiz ekonomisinde hem de küresel ekonomide tüketici alışkanlıkları her alanda değişim içinde olduğundan 2020 yılı şirketlere, teknolojiye ve dijital dönüşüme bütçe ayrılması ve üzerine düşünülmesi gerektiğini hatırlattı. Ayrıca Deloitte’un Teknoloji Trendleri Raporu’nda, “kuruluşlar, sadece operasyonlarını daha çevik ve verimli hale getirmek için değil, talep ve müşteri beklentilerindeki dalgalanmalara yanıt vermek için de dijital dönüşüm çabalarını hızlandırıyor” notu bu düşüncemi destekliyor.

Sizce Dünyayı değiştirecek teknolojiler nelerdir?

Dünyayı değiştirecek teknolojiler deyince Endüstri 5.0 ilk aklıma gelen konu oluyor. Hala Endüstri 4.0 ve etkileri üzerine düşünürken Endüstri 5.0 ile devrim yaratacak teknolojik gelişimler olacağını düşünüyorum. Son dönemde okuduğum bir kitapta yazılan “Endüstri 4.0’ı oluştururken işsizliği ve iş gücünü göz ardı ettik” ifadesi üzerine kafa yorulması gerekiyor. Bu cümle teknolojik gelişimlerin hayatımızı kolaylaştırdığını düşünürken arkasından getirdiği problemleri göz önüne almak gerektirdiğini çok net olarak anlatıyor.

Endüstri devriminin gelişimlerine bakarsanız Endüstri 1.0 – Buharın Gücü, Endüstri 2.0 – Seri Üretim Mantalitesi, Endüstri 3.0 – Endüstride Dijitalleşme, Endüstri 4.0 – Bir Alman Projesi, Endüstri 5.0 – Toplum 5.0 insan kaynağının sürekli olarak azaltılmaya ya da ucuz iş gücüne ihtiyaç şeklinde evirildiğini net bir şekilde görüyoruz. Bu konuda benim sürekli olarak düşündüğüm kısım, insan kaynağını azaltırsak üretilen ürünlerin satılmasında oluşacak sorunlar nasıl ortadan kaldırılacak?

Teknoloji ile sürekli uğraşan biri olarak teknolojik gelişimlerin muazzam faydalarının olduğu düşüncesinin yanında negatif etkilerinin de sürekli olarak göz önünde bulundurulması ve üzerine çok fazla düşünülmesi gerektiği kanısındayım.

Dünyada ve Türkiye’de bilişim sektörünün ve enerji (LPG) sektörünün geleceği hakkında öngörüleriniz nelerdir?

Bilişim genç nüfusun yoğun olmasından dolayı Türkiye’de diğer ülkelere göre daha fazla kullanılıyor. Ancak iş üretime ve gelişime geldiğinde son dönemlerdeki atılımlarımız hariç biraz Dünyanın gerisinde kalıyoruz. Ama son dönemlerde ülkemizde yapılan yatırımlar ve gelişmeler ile genç nüfusu birleştirebilirsek yakın zamanda bilişim sektöründe iyi işler yapacağımızı ve sözümüzün geçeceğini düşünüyorum. Bunun için çok çalışmamız ve özellikle bilişimciler olarak STK’lara önem vermemiz gerekiyor.

Konu LPG’ye gelince, Türkiye’de LPG üretimi çok az olduğundan ihtiyacımızın yüksek miktarı ülkemize ithalat yoluyla giriyor. LPG’nin son yıllarda araçlarda kullanımı artarken, tüp içerisinde kullanımı doğalgazın yaygınlaşması ile azalıyor. Yeni üretilen araçların fabrika çıkışı LPG kullanmaya uygun tasarlanması ile önümüzdeki yıllarda da LPG’nin özellikle araç yakıtı olarak önemli bir paya sahip olacağını düşünüyorum.

“1 Milyon İstihdam” projesi hakkında görüşleriniz nelerdir? 

Teknoloji hızla gelişimini sürdürerek toplumların alışkanlıklarını değiştiriyor. Ekonomideki tüm endüstrileri etkilemesiyle birlikte bulunduğumuz dönemin en büyük rekabet alanı oldu. Bu gelişime ve değişimi ayak uydurmak adına tüm şirketlerin BT departmanlarında yetişmiş insan kaynağına olan ihtiyacı her geçen gün artıyor. Türkiye’deki yetişmiş insan kaynağı taleplerinin bir kısmı yurtdışından karşılanıyor. İnsan gücünün sınırlı olması hem teknoloji projelerinin süresini hem de kalitesini etkiliyor. 1 Milyon İstihdam projesi, yetişmiş insan kaynağını arttıracağı gibi üretilen tüm teknolojilerin kalitesine de katkı sağlayacak. Geleceğin meslekleri teknoloji odaklı olacak ve teknoloji tüm sektörlerde en önemli etkenlerden biri olacak. 1 Milyon İstihdam projesi ile iş verenler ihtiyaç duydukları yetişmiş insan kaynağına kolaylıkla erişebilecek.

Proje kapsamında 2023 yılana kadar BT alanında 1 milyon kişinin yetiştirilmesi ülkemizin BT alanındaki ihtiyaçlarına önemli katkı sağlayacak. Proje kapsamında yer alan BTK Akademi platformu da BT alanında online eğitim hizmeti sunulması, öz geçmişlerin dijital ortamda oluşturulması ve iş verenler ile paylaşılması daha önce üzerinde durduğum Dijital Dönüşümün ülkemizdeki durumunu ve gelişimini net bir şekilde gösteriyor.

Ülkemizde genç nüfusun diğer Avrupa ülkelerine oranla yüksek olmasından dolayı 1 Milyon İstihdam projesinin ülkemizin geleceği ve üretilecek tüm teknoloji projelerinde son derece olumlu etkileri olacağını düşünüyorum. Dünyanın en büyük ilk on firmasının çoğunluğunun teknoloji şirketlerinin olduğunu gördüğümüzde, ülkemizde böyle bir teknoloji istihdam projesinin olması ve teknolojiye bu yatırımların yapılıyor olması gurur ve heyecan verici bir gelişmedir.

En son yayınlanana makalelere baktığımızda 1 Milyon İstihdam projesine katılımın yüksek olduğunu görüyoruz. İlginin bu kadar yüksek olması bence ayrıca güzel ve sevindirici bir gelişme.

Yaklaşık olarak 8 yıldır Bilgi İşlem Yöneticiliği yaptığımdan birçok kez yöneticiliğini yaptığım departmana iş gücü ihtiyacından iş görüşmelerinin hemen hemen hepsine katıldım ve bu görüşmelerde gördüğüm en büyük eksiğimiz olan yetişmiş insan kaynağının 1 Milyon İstihdam projesi ile en kısa zamanda giderileceğini düşünüyorum. Ayrıca projeye eğitim içerik desteği veren firmalara baktığımızda dünyanın teknoloji devlerinin olması projenin sadece ülkemizde değil dünyada da ses getirdiğini gösteriyor. Verilen eğitimlerin ücretsiz ve online olması özellikle Kovid-19 sürecinde evde olan ve teknolojiye ilgili olan herkes için zamanı güzel ve verimli değerlendirebilmeleri adına projenin bir diğer başarılı yönüdür.

Devletin bu tip teknoloji projelerinde öncü olmasına özel şirketlerin de destek vermesi gerekiyor. Yani kısacası sıranın özel sektöre geldiğini ve yatırımcıların artık bilişime ve yazılıma yatırım yaparak devletin arkasında olduklarını göstermeleri gerektiğini düşünüyorum. Üretimin sadece fiziki ürünlerde olmadığını benimseyerek teknolojik ürünler de üretmemiz gerekiyor. Ancak sadece üretmek değil üretilen yerli teknolojilerin kullanılmasının sağlanmalıdır. Bu konuda da özel sektöre çok iş düşüyor. Yerli ve milli yazılımların tercih edilmesi ve kullanımına destek olmaları gerekiyor. Uzun süredir özel sektörde çalışan bir yönetici olarak yerli ve milli yazılımları tercih etmeye ve yerli teknoloji firmalarını tercih etmeye çalışıyorum. Umarım bu hassasiyeti tüm bilgi işlem yöneticileri gösterir ve 1 Milyon İstihdam projesinde yetişen iş gücünün ürettiği yazılımları kullanmaya en kısa zamanda başlarız.

Proje kapsamında verilecek eğitimlere baktığımızda, kategoriler arasında algoritma, big data, bilgisayar programlama, blockchain, iş zekâsı, office programları, oyun programlama, siber güvenlik veri tabanı ve web programlama gibi ana başlıklar altında toplanması bu eğitimler ve içerikler için iyi bir zaman harcandığının göstergesidir. Birçok makalede projenin eğitim içeriğiyle ilgili olumlu ve olumsuz yorumlar yazıldığını görüyoruz. Bu konuda bir bilişimci olarak eğitim içerikleri hakkındaki yorumların önemli olduğunu ancak olumsuz yorumların ise sadece yorum olarak değil, olumsuz bulunan içeriklerin düzeltici yorumlar ile yapıcı şekilde olması gerektiğini düşünüyorum. Bu tip projelerin hazırlanması ve hayata geçirilmesinde inanılmaz bir emek olduğundan, harcanan emeklere destek vermemiz ve sürekli olarak destekçi olmamız gerekiyor. Ülkemizin geleceğini etkileyecek, Bilişim sektörünün turizm gibi bacasız sanayi olduğunu ve teknoloji üretmemiz için gerekli yetişmiş iş gücüne destek olacak projenin kıymetinin bilinmesi, özel sektörün destekçi olması gerekiyor.

1 Milyon İstihdam Projesi ile ilgili olarak son değinmek istediğim konu ise, teknolojide kadın sayısının artmasına katkı sağlayacak önemli bir etken olmasını temenni etmemdir. Üretilen ya da üretilecek olan tüm teknolojik ürünlerde özellikle yapay zekâda kadın detaycılığına ihtiyaç olduğunu söyleyen Teknolojide Kadın Derneği Yönetim Kurulu Başkanı’na bu konuda sonuna kadar katılıyorum.