Dijital Biz Dergisi | Yazar

 

Av. Sefa KARCIOĞLU

 

Haziran 2022

 

 

NFT’ye Genel Bakış

 

Bilindiği üzere insanlığın var olmasından bu yana belki milyonlarca eserin de var olduğu bilinmektedir. Bu eserlerin bazılarının sahipleri belliyken birçoğunun da anonim eser olma özelliğini koruduğunu bilmekteyiz. Buna rağmen anonim eserler de yüzyıllardan bu yana günümüze ulaşabilmiş, özgünlüğünü ve biricikliğini koruyabilmiştir.

Çocuklarımızı yetiştirirken kullandığımız atasözleri ve deyimler; sevgilimize ya da eşimize karşı duyduğumuz sevgimizi ilk defa anlatırken kullandığımız ve nereden geldiğini bilmediğimiz birkaç mısra ya da ezgi gibi çok sayıda bulunan ve hayatımızın en özel duygularına dokunabilen anonim eser örneklerini arttırarak devam edebilmemiz mümkün gözükmektedir.

Günümüz dünyasında ise eskisinden farklı olarak artık anonim kalabilmek bir hayli zorlaşmış durumdadır. Hızla gelişen teknolojiyle birlikte fiziki hayatın dijital platformlara giderek artan bir oranda aktarılması, bireylerin de görünürlüğünü ve bilinirliğini arttırmıştır. Bu durumdan üretmiş olacağımız eserlerin de etkileneceğini yeni gelişen platformlarda görmekteyiz. NFT ise bunlardan bir tanesi olma yolunda hızla ilerlemektedir. Çünkü NFT ile üretilen bir sanat eserinin anonim kalma şansı artık neredeyse imkânsız hale gelmiştir.

NFT öncelikle bir kripto varlıktır, maddi veya fiziki bir varlığından bahsedebilmemiz mümkün değildir.  NFT’leri dijital platformda üretilmiş eserler olarak görmemiz yanlış olmaz; dijital platformda üretilmiş kripto sanatın, kripto paralarla el değiştirebilmesine olanak tanıyan bir teknoloji olduğundan bahsedebilmemiz mümkündür. Bu bağlamda NFT’leri, özünde bir Token olsa da başkaca kripto varlıklardan ayırmamız gerekmektedir. Çünkü NFT’ler dijital platformlarda üretilen ya da dijital platforma aktarılmış bir eserin dijital sertifikası halindedir, eşsizdir ve biriciktir. Bir başka kripto varlık olan “Coin”ler birbirleri ile takas edilebilir ve değiştirilebilirken NFT’lerin eşsiz ve biricik olması nedeniyle muadili yoktur ve birbiriyle değiştirilmesi mümkün değildir. NFT teknolojisiyle üretilmiş bir eseri diğer dijital kopyalarından ayırabilmek de mümkündür. NFT; eserin kaynağını ve zamanını gösteren, blok zincirinde işlemleri kaydetmek için kullanan, kalıcı ve değiştirilemez bir kripto varlıktır. Bu nedenlerle NFT üzerinde üretilmiş bir eserin kaynağı bellidir ve eserin anonim kalma şansı veya kopyalarından ayırt edilememesi gibi bir ihtimali artık yoktur. Üretilen her NFT, içinde barındırdığı ürün ya da esere özgüdür ve her bir NFT, her bir insan kadar birbirinden eşsizdir. Önemli bir diğer özelliği ise NFT’lerin değiştirilemez oluşlarıdır. Bir kere üretilen NFT artık değiştirilemez ve yok edilemez nitelikte olacak ve dijital platformda bulunmaya hep devam edecektir.

Yukarıda belirtiğim nedenlerle NFT’lerin ekonomik değeri de yükselebilmektedir. NFT’lerin eşsiz olması yüksek bedellerle satılabilmelerinin yolunu açabilmektedir. Ancak bu bizi her NFT’nin değerinin yüksek olabileceği ya da her NFT’nin satılabileceği sonucuna götürmemelidir. Tıpkı fiziki dünyamızda olduğu gibi yüksek bedellerle satılan eserler olduğu gibi hiç satılmayan ya da düşük bedellerle satılan eserler de mevcuttur. Nitekim birçok sanatçının fiziki ortamda yapmış olduğu eserleri NFT formatında dijital platforma aktararak milyon dolar değerinde bedellere sattığına tanık olmakla birlikte, dijital sanatçıların fiziki olarak var olmayan ve tamamen dijital ortamda üretilmiş eserlerini de aynı bedellerle sattığına da tanıklık etmekteyiz. Bunların yanında herhangi bir sanat değeri taşımayan içeriklerin de NFT formatında yine aynı bedellere satıldığını söyleyebiliriz. Buna örnek olarak Twitter Ceo’sunun atmış olduğu ilk tweetin NFT içeriğine aktarılarak 2,9 Milyon Dolar gibi bir bedele satılmasını göstermemiz mümkündür.

Tüm bunlar NFT’lerin hukuki boyutunun ne olduğu, bir takım ihtilaflı durumlarda kişilerin hak ve özgürlüklerinin hukuki boyutta nasıl bir koruma alanı bulacağı ya da bizzat bütünüyle kişisel bir veri olan NFT’lerin oluşturulduğunda değiştirilememesi ya da yok edilememesi ve sonsuza kadar dijital platformlarda varlığını sürdürecek olması gibi bir takım soru ve sorunları da beraberinde getirmektedir.

NFT’nin hukuki boyutuyla ilgili olarak kişisel verilerin korunması noktasında durmak istiyorum.

Kişisel veri denilen kavram bir gerçek kişiyi belirli veya belirlenebilir kılan her türlü bilgidir ve kişisel verilerin işlenmesi ise bir takım genel ilkelere tabi kılınmıştır. Bu ilkeler doğrultusunda bir kişisel veri doğru ve gerektiğinde güncel olarak ve aynı zamanda işlendiği amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olacak biçimde işlenmesi hukuka uygun kabul edilecektir. NFT’ler ise doğası itibariyle onu oluşturan kişiyle özdeş bir haldedir ve bir gerçek kişiyi doğal olarak belirli veya belirlenebilir kılması nedeniyle doğrudan bir kişisel veri mahiyetindedir.

Peki blok zincir üzerinde üretilen ve değiştirilmesi, silinmesi ya da anonim hale getirilmesi mümkün olmayan bir NFT, Kişisel Verilerin Korunması Hukuku alanında kendisine nasıl bir yer bulacaktır?

Öncelikle Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) madde 28 uyarınca, özel hayatın gizliliğini veya kişilik haklarını ihlal etmemek ya da suç teşkil etmemek kaydıyla kişisel verilerin sanat kapsamında işleniyor oluşu söz konusu kanundan istisna tutmuştur. Fakat şimdilik NFT formatında oluşturulan sanat eserlerinin bu muafiyetten faydalanıp faydalanmayacağı belirsizliğini korumaktadır. Biz NFT’lerin KVKK’dan istisna tutulabileceğini kabul etsek bile NFT üzerinde oluşturulan her içeriğin sanat eseri niteliği taşımayacağı da ortada olacaktır. Örneğin Twitter’da deneme amacıyla atılan bir yazı içeriğinin, NFT formatında üretilip kalıcı bir biçimde dijital platformda olmasını sağlamanın herhangi bir sanatsal değer taşımadığı kuşkusuzdur. Bu durumda bir NFT’nin sanat kapsamında KVKK’dan muaf tutulması beklenemez.

NFT’lerin KVKK’dan muaf tutulamayacağı durumlarda, kanun uyarınca kişilerin rızası olsa dahi hiçbir kişisel veri sınırsız ve ölçüsüz bir biçimde işlenemeyecek ve saklı tutulamayacaktır. NFT olarak üretilen içerikler ise süresiz bir biçimde dijital platformlarda varlığını sürdürmeye devam edecektir.

NFT’lerin bu benzersiz özellikleri karşısında, daha önce sınırsız ve ölçüsüz bir şekilde işlenen verilere karşı bahsetmiş olduğumuz genel ilkelere bağlı kalınarak kanun uyarınca uygulanan yaptırımlara devam edilecek midir, aynı ilkelere sadık kalarak devam edilecek ise bir daha silinmeyecek veriler karşısında nasıl yaptırımlar uygulanacaktır ya da gelişen bu yeni uygulamalar karşısında yeni ilkeler ve yeni önlemler neler olacaktır soruları ise kişisel  verilerin korunması alanında belirsizliğini şimdilik korumaktadır.