Dijital Biz Dergisi | Yazar

 

Prof. Dr. Burhanettin Aykut ARIKAN

Türk-Alman Üniversitesi Rektör Yardımcısı

 

Mart 2022

 

Metaverse Konusunda Doğru Zannettiğimiz Yanlışlar ve Bilmediğimiz Doğrular

 

Son zamanlarda, Metaverse konusunda herkes fena halde atıp tutmaya başladı. Gün geçmiyor ki, kıymeti kendinden meçhul bir haber, konuyla alakası olmayan sözde uzmanların kestikleri ahkamlar ve sanki atomu parçalamanın kimseye nasip olmamış bir formülünü bulmuş gibi ortaya düşen hokkabazlarla karşılaşmayalım. İşin komik tarafı, Metaverse konuşula ya son derece uzaktan alakalı konularla, ya da aslı astarı olmayan bilgilerle, tabiri caizse, insanlara sahte cennetler bile vaadedilmeye başlandı. Hal böyle olunca da bu konuda, böyle bir yazıyı yazmak elzem oldu.

Metaverse’in tanımıyla falan zaman kaybetmeyeceğim, zira Metaverse için o kadar çok tanım yapmak mümkün ki. İlkin Metaverse’in tanımı, konuya nereden baktığınıza bağlı olarak değişkenlik gösterebiliyor. İkincisi de Metaverse konusundaki her tanım denemesi, eksik kalacaktır, zira konu hem yeni ve sürekli gelişiyor hem de konuya sürekli yeni bir şeyler dahil oluyor, yapısı gereği.

Konunun sosyal medya işletmeleriyle ilişkisine de girmeyeceğim, zira bu konuda da sayfalarca hiçbir anlamı veya sonucu olmayan spekülasyonlar yapmak mümkün, ki bunların da ne kimseye bir faydası var, ne de anlamı.

İsterseniz, önce konunun Doğru Zannettiğimiz Yanlışlarıyla başlayalım: Metaverse’de emlak, giyim kuşam ve NFT üzerinden sanat vb. konularda yatırım. Bu noktada hemen belirmek istiyorum ki, burada yazacaklarımın hiçbiri yatırım tavsiyesi değildir. Bu yazıyı okuyan kişilerin bu yazıdan etkilenerek veya buradaki bilgilerle akıl yürüterek yapacakları yatırımların sorumluluğu tamamen kendilerine aittir. Bu satırların yazarı olarak hiçbir sorumluluğu kabul etmediğimi, özellikle ifade etmek isterim. Ben bir yatırım uzmanı veya danışmanı değilim, bu yazdıklarımın hiçbiri de yatırım tavsiyesi değil.

Öncelikle Metaverse’deki emlak işi: evet burada NFT tapularla sanal emlak almak ve satmak mümkün. Ama buradaki yatırım konusu gayrimenkul yatırımcılığından çok farklı. Gayrimenkul, adı üzerinde, taşınmaz demek. Yani Boğazdan yalı aldığınızda, bu resmi tapusuyla belgeli, maddi bir taşınmazdır. Değerini belirleyen unsurlar, konumu, manzarası, tarihi, mimari stili vb. somut özellikleridir. Taşınmaz bir işyeriyse, buna konumunun getirdiği prestij, insan trafiği ve ulaşım imkanları veya kolaylıkları da eklendir. Metaverse’deki emlaktaysa, taşınmazlık söz konusu değildir. Elinizdeki NFT tapu, menkul yani taşınır bir değerdir ve somut da değil, soyut ve sanaldır. Dahası, bu taşınırın değerlini belirleyen unsurlar, bir taşınmazınkiyle aynı veya benzer bile değildir.

Öncelikle şunu söyleyelim: Örneğin İstanbul Boğazı. Coğrafi konumu belli olan bir yerdir. Bimislicihan, yani Dünya’da eşi-benzeri olamayan bir yerdir. Metaverse’de İstanbul Boğazından yer satıldığında, bu sanal bir evrende, bir işletme tarafından yapılmaktadır. Yani satın aldığınız NFT Tapusu, kendi kurduğu ve Metaverse’e birazdan açıklayacağım Araişlerlik bağıyla bağlı bir sanal evrendeki, sanal bir yere aittir. Dahası, başka bir işletme de kendi İstanbul Boğazını kurduğunda, buna kim engel olacaktır? Veya Nişantaşı, İstanbul’un en prestijli ve pahalı semtlerinden biri. Metaverse’de farklı farklı işletmelerin, binlerce Nişantaşı kurmalarına kim, nasıl engel olacaktır? Günaydın, merhaba!

Metaverse’deki tapular değersiz mi, o halde? Hayır değil. Ancak bunların değerlerin belirleyen unsurlar, taşınmazlarını değerlerini belirleyen unsurlardan çok daha farklı olacaktır. Konum, manzara, tarih, ulaşım gibi taşınmazlar için geçerli olan konvansiyonel unsurlar, Metaverse’de ne yazık ki hiçbir öneme sahip olmayacak. Marka değeri, bilinirlik, algı, insan trafiği, tasarım işlevselliği ve estetiği gibi unsurlar bu taşınırların değerini belirleyen unsurlar olacaktır.

Diğer bir Doğru Bildiğimiz Yanlış konusu da NFT ile giysi satma işi. Bunun için ünlü global markaların özel kreasyonlar çalıştıklarını biliyoruz. Ancak bu NFT giysi işi de biraz farklı. İnsanlar gerçek, fiziki giysilere prestij gibi duygusal ihtiyaçlardan önce, mahremiyet veya iklim şartlarına (sıcak veya soğuk) uyum sağlamak gibi fiziki ihtiyaçlardan dolayı ihtiyaç duyarlar. Metaverse’de yer alan suretlerimizin (avatarlar) böyle bir ihtiyacı olmayacağı için, NFT giyesilerde tamamen hedonist, hatta fetişist bile diyebileceğimiz bir Kendini Gösterme İhtiyacı söz konusu. Zaman zaman, oyun motorundan bozma sanal evrenlerde çeşitli giyim markalarının Metaverse açmaya çalıştığına şahit oluyorum. Bunlar Metaverse falan değil, sadece o markanın müşterilerinin yer aldığı evrenler yani Universe’ler. Buradan NFT giysi alan kişiler ise, sadece o markanın müşteri olan ve o evrenden dışarı çıkamayacağı için bu kendini gösterme ihtiyacını hiçbir şekilde karşılayamayacak olan kişiler. Başka markaların müşterilerine kendi sanal giysisini gösteremeyecekse, kim buradan NFT giysi alır ki?

Sıkıntı ne? Bu evrenlerin Araişlerlik fonksiyonuyla Metaverse’e bağlı olmaması. Konuştuğum giyim markalarının kişilerin de çoğu, Araişlerlik ne demek bilmediği için, sadece NFT giysi satmak için kurmaya çalıştıkları çakma Metaverse’lerle kelimenin tam anlamıyla sokağa para atıyorlar. Burada neden hiç değilse gerçek kıyafetleri satmadıklarını sorduğum bir sözde sektör temsilcinin, böyle bir şeyin olabileceği konusundaki şaşkınlığına hala gülüyorum; yahu e-ticaretle Web’den ve mobilden bir kıyamet satış yapıyorsunuz ya?

Sanat objeleri, özellikle dijital sanat objeleri NFT ile satışı yapılabilen ve yatırım değeri olan unsurlar. Bunların değerlerini de biriciklikleri ve işlevleri belirliyor. İşlevleri de içinde bulundukları bağlama (evrene, uygulamaya, vs.) göre değişebiliyor. Ama enteresan bir yatırım aracı gibi duruyorlar. Ancak bunları alıp-satmak için de Metaverse’e ihtiyaç yok; bu da yine doğru zannedilen başka bir yanlış.

Gelelim, Bilmediğimiz Doğrular konusunda. Ki buradaki liste pek kabarık ama kısa keseceğim. Öncelikle, yukarıda da bahsettiğim Araişlerlik konusu. Metaverse kelimesi Meta (Ötesi demek) ve Universe (Evren demek) kelimelerinden türetilmiş sentetik bir sözcük aslında. Yani Evren Ötesi veya Evrenlerin Ötesi veya Üst Evren gibi çağrışımları var. Yani Metaverse, pratikte tüm sanal evrenlerin bir arada çalıştığı bir üst evren. Bu bir arada çalışmayı sağlayan kavram da işte Araişlerlik kavramı. Bu sanal evrenler, Araişlerlik fonksiyonları veya teknolojileri üzerinden birbirlerine bağlanarak üst evreni yani Metaverse’i oluşturuyorlar kısaca. Bunu da temelini oluşturan Dağıtık Teknolojileri yakın gelecekte konuşacağız gibi duruyor.

Diğer bir konuda kısaltmalar konusu. VR, AR, bir sürü fiyakalı kısaltma havada uçuşuyor. Ama özellikle ülkemizde pek bilinmeyen bir kısaltma var ki, Metaverse’in asıl kurgusu bu kısaltma üzerinden geçiyor: XR yani Extended Reality ya da Genişletilmiş Gerçeklik. Peki nedir bu XR? Çok basit, XR, VR (sanal gerçeklik) ve AR (arttırılmış gerçeklik) teknolojilerinin bir arada çalıştığı bir üst teknoloji. Çok basit bir formülü var aslında: XR = VR + AR. Ayrıntıya boğmak istemiyorum sizi, ama hani şu Metaverse’de yapılan sanal toplantılar var ya, işte onlar XR ile yapılıyor.

Burada değinilmesi gereken çok önemli bir konu da tasarım elbette. Ana görsel tasarım mı sadece? Hayır elbette değil. Asıl önemli konu Enformasyon Tasarımı, yani o görselliğe giydireceğiniz enformasyon katmanının tasarımı. Bu yine çok ayrıntılı ve kapsamlı bir konu; belki daha sonra başka bir yazıyla girerim bu konuya.

İşin bir de Sosyal Ağ / Sosyal Medya boyutu var. Metaverse nihayetinde çok gelişmiş ve işlevselliği son derece yüksek bir sosyal ağ. Sosyal ağ deyince de elbette sosyal ağda bilgilerin, fikirlerin, algıların ve dezenformasyonun yayılımı konusu var. Hele ki Metaverse’de etkisi çok daha yüksek olacak yayılımlar bunlar, zira hem Deepfake vb. sentetik medya uygulamalarının yaratacağı Hakikat Ötesi (Post Truth) etkisi, hem de örneğin Sarmal Habercilik (Immersive Journalism) gibi uygulamalarla çok sert bir şekilde Metaverse’de yerini alacak olan Dezenformasyon olgusu, çok baş ağrıtacak gibi duruyor. Sonuçta, Metaverse’de yaratılan gerçeklik bir algoritmik gerçeklik. Bir Meta Hakikat söz konusu burada. Manuel Castells buna Gerçek Sanallık (Real Virtuality) da der. Bu Gerçek Sanallık içinde yolumuzu bulabilmek için, örneğin yakın gelecekte Teyit Algoritmalarını konuşuyor olacağız. Dahası, sosyal medyanın bağımlılık yapıcı etkisi kanıtlanmış bir konu; Metaverse’in Bağımlılık Etkisinin de tartışılması gerekiyor ciddi şekilde. Bir de, Metaverse’de bizi temsil edecek suretlerimizin bir süre sonra Avatar Kişilikler olması ve kişilerin kendi bireysel kimlik ve kişiliklerini bu Avatar Kişiliklere göre inşa etmeleri de beklememiz gereken konulardan biri.

Son olarak bu algoritmik evreni oluşturan temel algoritma olan Web 3.0 Algoritması veya diğer adıyla Semantik Web Algoritmasından da bahsetmeden geçmek olmaz. Nedir bu Web 3.0? Web’in mucidi Tim Berners-Lee’ye göre Web 1.0, Dokümanların İnterneti idi. Web 2.0 ise, Enformasyonun İnterneti oldu. Yani bizim girdiğimiz enformasyonlarla kurulu, devasa bir ağ. Web 3.0 ise, Verilerin İnterneti olacak gibi duruyor. Peki bu neden bu kadar önemli. İşte burada, bu algoritmanın tamamlayıcısı olan öğrenen sistemler veya yapay zekâ devreye giriyor. Web 3.0 size aradığınız bilgiyi, siz daha aramadan getirebilecek. Bu ilk bakışta çok güzel bir şey, ama bu konu şayet devletler tarafından kontrol altına alınmazsa, korkarım Metaverse de Sosyal Medya gibi demokrasiler için büyük bir tehlike haline gelecektir süratle.

Metaverse elbette çalışma ve iş yapış şekillerimizi de ciddi şekilde etkileyecek bir konu. Sanal Toplantılar (ki pandemi sağ olsun, bir şekilde zaten alıştık buna), Sanal Ekipler, Sanal Kurullar gibi yenilikleri ve çok daha fazlasını hep beraber deneyimleyeceğiz gibi duruyor. Dahası, Metaverse Eğitim konusunu, özellikle Z ve Alfa Kuşakları için yeniden biçimlendirecek gibi de duruyor.