İş Dünyasında Dönüşümün Temelinde Sürdürülebilir Teknolojiler Olacak

 

EY’ın (Ernst & Young) Covid-19 Sonrası Bilgi Teknolojilerinin Dijital Dünyada Yeni Rolü Raporu’na göre; döngüsel ekonomiye olan ilginin artacağı yeni dönemde kurumsal değişimlerin temelinde sürdürülebilir teknolojiler olacak. Rapor; şirketlerin gelecek iki yıllık dönemde özellikle bulut bilişim, yapay zekâ ve Nesnelerin İnterneti alanlarına yatırım yapacaklarına işaret ediyor.

 

Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY’ın (Ernst & Young) hazırladığı Covid-19 Sonrası Bilgi Teknolojilerinin Dijital Dünyada Yeni Rolü Raporu, iş dünyası liderlerinin kısa ve orta vadede yeni teknolojilere adaptasyon, dijital dönüşüm ve iş görünümü ilgili görüş ve beklentilerini ortaya koyuyor. Türkiye’nin de dâhil olduğu 13 ülkeden 600’e yakın şirketin katılımıyla gerçekleştirilen anket sonucu oluşturulan rapora göre; dijital dönüşümde öncü şirketler, teknolojiyi büyümenin itici gücü olarak kullanarak finansal performansta yükseliş kaydediyor. Araştırmaya katılan şirketlerin faaliyet gösterdikleri ana sektörler; tüketici ürünleri ve perakende, enerji, sağlık ve yaşam bilimleri, teknoloji-medya-eğlence-telekomünikasyon, sanayi, finansal hizmetler, eğitim, ulaşım-lojistik ve konaklama sektörlerinden oluşuyor.

Raporda, döngüsel ekonomiye olan ilginin artacağı yeni dönemde kurumsal değişimlerin temelinde sürdürülebilir teknolojilerin olacağı vurgulanıyor. Rapor; şirketlerin gelecek iki yıllık dönemde özellikle bulut bilişim, yapay zekâ ve Nesnelerin İnterneti alanlarına yatırım yapacaklarına işaret ediyor.

Uzaktan çalışma kalıcı hale gelebilir

Rapora göre; COVID-19 ile birlikte zorunlu olarak kullanılan uzaktan çalışma uygulaması salgından sonra kalıcı olma sinyalleri veriyor. Türkiye’deki şirketlerin yalnızca %57’sinde salgın öncesi uzaktan çalışma politikası bulunuyordu. Salgın ile birlikte şirketlerin %72’si tüm ofis çalışanları ile birlikte, %28’i ise kısmi olarak uzaktan çalışmaya geçiş yaptı. Bununla birlikte ankete katılan üst düzey yöneticilerin neredeyse tamamı (%95), salgından sonra da uzaktan çalışma uygulamasının devam edeceğini düşünüyor.

Uzaktan çalışma maliyetleri azaltmak için fırsat yaratıyor

Salgının uzaktan çalışma uygulamasıyla ilgili şirketlerin tutumlarını bu denli hızlı değiştirmesinin bir diğer nedeninin bilgi teknolojileri ve gayrimenkul maliyetlerinin azaltılmasına olan etkisi olduğu ifade ediliyor. Ankete Türkiye’den katılan üst düzey yöneticilerin %76’sı iş süreçlerinin eskisinden daha verimli olduğunu belirtiyor. Ayrıca, üst düzey yöneticilerin %71’i de uzaktan çalışmayı maliyet azaltma için bir fırsat olarak gördüğünü ifade ediyor.

Dijital dönüşüm hız kazanıyor

Rapora göre; şirketler müşterilerinin ihtiyaçlarına ve değişen taleplerine cevap verebilmek için dijital dönüşüm planlarını hızlandırmayı planlıyor. İş süreçlerinin dijitalleşmesiyle zaman ve mekân kavramlarından bağımsız bir şekilde çalışılmasına olanak tanıyan uygulamaların şirketlerin politikalarında kalıcı olarak yer bulacağı öngörülüyor. Türkiye’deki şirketlerin salgın sonrası öncelik vereceği konular arasında %75 ile ilk sırada dijital dönüşümü yaygınlaştırma yer alıyor. Bilgi güvenliğinin iyileştirilmesi %71 ile şirketlerin öncelik vereceği ikinci konu olarak öne çıkarken, uzaktan çalışma deneyiminin iyileştirilmesi %60 ile üçüncü, dijital iş sürekliliğinin sağlanması ise %57 ile dördüncü sırada yer alıyor.

Veri analitiği ve ileri analitik yatırımları artacak

Uzaktan çalışma uygulamaları ile birlikte artış gösteren bulut tabanlı sistem yatırımlarının, çalışan deneyimini iyileştirmek, kullanım kolaylığı ve maliyet avantajı gibi sebepler ile ilerleyen dönemde de devam edeceği öngörülüyor. Türkiye’de önde gelen firmaların bilgi teknolojileri liderlerinin gelecek iki yıl içerisinde önceliklendirmeyi planladıkları yatırımlar sırasıyla; veri analitiği ve ileri analitik, bulut (IaaS, Paas, Saas), yapay zekâ, Nesnelerin İnterneti, akıllı süreç otomasyonu ve mobilite alanlarından oluşuyor.

Yeni teknolojiler yetenek yönetim yaklaşımlarını da değiştiriyor

Raporda bilgi teknolojileri bünyesinde değişen teknolojiler ile aynı doğrultuda ihtiyaç duyulan yetkinlikler ve iş modellerinin de değiştiği ifade ediliyor. Yeni normalden etkilenen iş yapış şekilleri sonucunda değişen süreçlere ve kullanılan araçlara paralel olarak ihtiyaç duyulan yetkinlikler farklılaşıyor. Farklı teknolojilere yapılacak yatırımlar sonucunda, şirketler ihtiyaç duyulan yeteneği kurum içerisine çekmek ve mevcut yeteneklerini bu doğrultuda geliştirmek için yetenek yönetim yaklaşımlarını geliştirmeyi hedefliyor.

Türkiye’de öncü kuruluşlar dijital dönüşüm sürecini hızlandıracak değerlerin şirkete kazandırılması konusunda çeşitli adımlar atıyor. Şirketlerin %77’si yatırım yapılması gereken alanları tespit etmek için GAP analizi ile personelin ihtiyaçlarını tespit ediyor. %32’si Dijital dönüşüm için doğru yeteneği kazanmak adına yeni bir işe alım stratejisi deniyor. %15’i personeli yeni ve ilgili beceriler öğrenmek konusunda cesaretlendirmek için yeni teşvikler tasarlıyor. %12’si ise tüm personel için zorunlu yeni eğitim programları planlıyor.

Şirketler daha kapsayıcı ve sürdürülebilir sonuçlar elde etmeye odaklanıyor

EY Türkiye Şirket Ortağı, CESA Bölgesi Teknoloji ve Dijital Lideri Onur Doğan, konu ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Salgın, kriz zamanlarında dijital bağlantının toplumsal dayanıklılık için olduğu gibi iş sürekliliği için de kritik olduğunu görmemizi sağladı. Şirketler bir yandan müşteri taleplerini karşılamaya çalışırken diğer yandan da iş gücünden en etkili şekilde nasıl yararlanabileceklerini düşünmek zorunda kaldılar. Uzun vadeli dönüşüm stratejileri planlamaları kapsamında, kaynakları dinamik ve etkin bir biçimde yönetmelerine olanak sağlayan uzaktan çalışma sistemlerini kalıcı hale getirme planları yapılıyor. COVID-19’un etkisiyle, sürdürülebilir teknolojilerin ön planda olduğu yeni dünya düzenine geçiş olacağını öngörüyoruz. Şirketler gelecek planlarını oluştururken daha kapsayıcı ve daha sürdürülebilir sonuçlar elde etmeye odaklanacak, uzun vadeli değer yaratmak için proaktif bir rol almayı tercih edecekler. Dönemin getirdiği koşullar ile birlikte artan teknoloji yatırımlarının, ilerleyen dönemde de artarak devam edeceğini düşünüyoruz. Değişen koşullar ile birlikte bilgi teknolojileri iş modellerinin de değişeceğini söyleyebiliriz.”