Özel Röportaj

İbrahim ELBAŞI

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM)

Direktör

Mart 2019

 

İbrahim ELBAŞI: “Dijital Dönüşüme Katkı Sağlayacak Yenilikçi Fikirlerin Adresiyiz”

 

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) Direktörü İbrahim Elbaşı, startupların yıkıcı iş modelleriyle pazara girdiğini belirterek, “Yenilikçi iş modellerini takip etmek ve dijital stratejiler belirlemek artık bir zorunluluk” dedi.

 

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme (Suny-Dual Diploma) mezunuyum. State University of New York’ta lisans eğitimimi tamamlandıktan sonra Strateji Bilimi, Bilim ve Teknoloji Stratejileri üzerine yüksek lisans yaptım. Daha sonra Marmara Üniversitesi Yönetim ve Organizasyon programında doktora programına devam ettim. Girişimcilik, inovasyon, stratejik yönetim, örgütsel davranış ve yenilik stratejileri üzerine çeşitli çalışmalar yaptım. İş hayatına öncelikle Pricewaterhouse Coopers’da Şirket Birleşmeleri alanında başladım. Sonrasında İstanbul Ticaret Üniversitesi Avrupa Birliği Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde çalışmalar gerçekleştirdim ve Rektörlük Proje Ofisi’nde Müdür olarak görev yaptım. Şu an halen İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) bir iştiraki olan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nde (BTM) Direktör olarak çalışmalarımı sürdürüyorum. Aynı zamanda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) Meclis Üyesi ve İstinye Üniversitesi’nde Yönetim Kurulu Muhasip Üyesiyim.

 

Kurumunuz, sektörünüz ve faaliyet alanlarınız ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM), İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından kurulan, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından desteklenen, girişimcilik ekosistemindeki kuluçka mekanizmaları ve hızlandırma programlarını barındıran multi-fonksiyonel bir girişimcilik merkezi. Teknopark İstanbul ve İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin paydaşı olduğu BTM, aynı zamanda 81 meslek komitesi ile 430 bine yakın üyesi olan İTO iştiraki olması sebebiyle organik bir yatırım ağına sahip. Bu da bizi farklı kılan en önemli unsurların başında geliyor. Burada herhangi bir sektör ayrımı yapılmaksızın, yenilikçi iş fikirlerini destekleyerek hayata geçmelerini sağlıyoruz. Vakıf olduğumuz için tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak hizmet veriyoruz. Aslında bir nevi bir startup üniversitesiyiz. Fikirlerin iş modeli haline gelmesini sağlarken, eğitim ve seminerler, mentor desteği, yatırımcı söyleşileri, girişimcilerin yatırımcı karşısında sunum yaptığı demoday etkinlikleri, 7/24 ofis imkânı, birebir danışmanlık gibi hizmetleri tamamen ücretsiz olarak girişimcilere sunuyoruz. Bunların dışında web sitemizde herkesin kullanımına açık olan online eğitim modüllerimiz bulunuyor. Buradaki eğitimleri tamamlayan tüm katılımcılar sertifika alabiliyor. Bu hizmetimizi de yine ücretsiz olarak sunuyoruz. Amacımız ekosistemde bir çatı vazifesi görerek, girişimcilik kültürünün yayılmasına katkı sağlamak.

 

Dijital dönüşüm konusunda görüşleriniz nelerdir? Sizce Türkiye dijital dönüşümde hangi aşamada? Kurumunuz hangi aşamada, planlarınız nelerdir?

Dijitalleşmeyle birlikte iş dünyasındaki rekabet küresel arenaya taşındı. Günümüzde dijitalleşme ile ilgili strateji geliştirenler, rakiplerinden bir adım öne geçiyor. Artık bilgi bize hiç olmadığı kadar yakın ve bu bilgilerin doğru analizi ise son derece önemli. Hiçbir sektör dijital dönüşümü görmezden gelmemeli çünkü dijitalleşme gerçeği her sektöre bir şekilde etki ediyor ve yeni istihdam alanları ortaya çıkıyor. Artık birçok yenilikçi iş fikrine sahip startup, yıkıcı iş modelleriyle pazara giriyor. Dolayısıyla dijitalleşmeye ayak uydurmak için yeni çıkan trendleri ve yenilikçi iş modellerini takip etmek aynı zamanda dijital stratejiler belirlemek, bu yeni çağda bir gereklilik arz ediyor. Dünya hayallerimizin ötesinde değişiyor ve dönüşüyor. Teknolojinin bize sunduğu imkânlara ne kadar geç kalırsak, bizlere maliyeti o kadar fazla olur. Yenilikçi bir anlayışa sahip olmamız sebebiyle zaten dijital çağ ile bir uyum içindeyiz. Dijital dönüşüme katkı sağlayacak ve gündelik hayatı kolaylaştıracak birçok yenilikçi fikirlerin adresiyiz aslında. 7’den 70’e her sektörden yenilikçi tüm fikirlere kapımız açık. Dolayısıyla destek verdiğimiz startuplar Türkiye’nin dijital dönüşümünde önemli mihenk taşları olacak. BTM olarak bizler de kendimizi yenileyerek girişimciler için farklı programlar geliştiriyoruz. Örneğin, faydalı model veya patent sahibi girişimciler için mucit girişimci programımız var. Bunun dışında bu ay bizleri çok heyecanlandıran, küresel doğan startuplar için hazırlamış olduğumuz Winglobal projesini başlatıyoruz. Faaliyetlerimize başlayalı 1,5 yıl oldu. Fakat bu kısa bir sürede çok yol kat ettik. 9 girişimcimiz 20 milyon TL değerleme ile yatırım aldı. Bir mucit girişimcimiz patentini 5 yıllığına 25 milyon TL’ye kiraladı. 11 BTM girişimi şirketleşti ve BTM girişimcilerinin toplam satışı 40 milyon TL’yi geçti.

 

Sizce dünyayı değiştirecek teknolojiler nelerdir?

Gelişen teknolojiyle birlikte her geçen gün hayatımız daha da değişiyor. Robot sistemleri, arttırılmış gerçeklik ve yapay zekâ alanındaki gelişmeler son yıllarda ciddi anlamda yükselişe geçti. Günümüzde sağlık, perakende, eğitim hatta gıda gibi birçok sektör artık bu alanlara ciddi yatırımlar yapıyor. Fintech alanındaki yeni teknolojiler de ekonomide yeni bir devrim yarattı. Tüm bu gelişmeler tüketiciler açısından tercih ve alışkanlıkların değişmesine sebep oluyor. Artık sahip olduğumuz her teknoloji birbiriyle bağlantılı halde. Sürücüsüz otomobillerden, robot asistanlardan bahseder olduk. İnovasyonla birlikte geleneksel alışkanlık ve davranışlar yeni teknolojilerin yıkıcı gücüyle sarsılıyor ve sarsılmaya da devam edecek.

 

Dünyada ve Türkiye’de bilişim sektörünün geleceği hakkında öngörüleriniz nelerdir?

Üretim süreçlerinde ve toplumsal hayatta bilişim teknolojileri her geçen gün önemini artırıyor. Türkiye nüfusunun yarısından çoğu internet kullanıcısı. Büyük veri, nesnelerin interneti, bulut sistemi gibi kavramlar hayatımıza girmeye başladı. Artık içinde yaşadığımız evlerimiz bile akıllı evler. Dolayısıyla toplumun büyük çoğunluğu dijitalleşmiş durumda diyebiliriz. Bu dijitalleşme ile birlikte dünyada ve Türkiye’de yıkıcı değişimler oldu, yeni istihdam alanları ortaya çıktı. Özellikle Türkiye’nin bilişim sektöründe nitelikli personel ihtiyacı çok fazla ve ne yazık ki bu anlamda yeterli seviyede personel yetişmiyor. Öte yandan dijital dönüşüm hayatlarımızla entegre olurken, çeşitli riskleri de beraberinde getirdi. Bilişim hukuku son derece önem kazandı. Siber güvenlik ve veri güvenliği gibi konular hem ülkemizde hem de global arenada sıkça gündeme geliyor. Belki de siber güvenlik uzmanlığı gibi meslekler hızla yükselişe geçecek ve geleceğin en önemli meslekleri bu alanlarda olacak. Tabi robot sistemleri ve yapay zekaların hayatlarımıza girmesiyle birlikte birçok işin otonom yapılması, iş görme biçimlerinin değişmesi ve bunun bir sonucu olarak çok sayıda kişinin işsiz kalması da söz konusu. Kısacası dönüşü olmayan yıkıcı değişimler yaşayacağız. Ama bizlere düşen en önemli görev; bu alanlardaki çalışmalara, teknolojilere ve startuplara, yani müşterek geleceğimize daha çok yatırım yapmak ve insana özgü yetkinlikleri ön plana çıkaran iş gruplarına odaklanmak. Türkiye olarak kendi global bilişim markalarımızı çıkarmalıyız.