Yazar

Av. Arb. Murat KEÇECİLER

 

 

Ekim 2019

 

Otonom Araçlara Yollarda Yer Açın

 

Türkiye’nin tek kanallı olduğu 80’li yılların başında doğanlar için “Kara Şimşek” hoş anıların ve eski günlerin canlanmasına yol açacaktır. Cumartesi günleri TRT’de yayınlanan Amerikan yapımı dizide; KITT isimli yapay zekâ ile desteklenmiş, otonom bir otomobil ve David Hasselhoff’un canlandırdığı aracın sürücüsü Micheal Knight’ın soluksuz maceralarını konu almaktaydı. KITT ve Micheal maceradan maceraya koşarken, sizlerde o heyecana ekran karşısında ortak olurdunuz.

Günümüzde KITT kadar gelişmiş bir versiyonu halen olmasa da kendi kendisine hareket eden Otonom Araçların (“OA”) karayollarında test sürüşlerinin ötesinde görmeye başlayacağımız günler yaklaşmaktadır. OA teknolojisinde önemli gelişmeler yaşanmaktadır.

Bu teknolojiyi destekleyenler, OA’lar ile trafik kazalarının sayısında önemli bir azalmanın meydana geleceğini iler sürmektedirler. Gerçekten de günümüzde meydana gelen on trafik kazasının dokuzunun insan hatasından kaynaklı olduğu bildirilmektedir. 2018 yılı içinde Türkiye genelinde meydana gelen 428 bin 74 trafik kazasında 3 bin 373 kişi yaşamını yitirdi, 310 bin 109 kişi de yaralandı.

OA’ların binek araçlardan daha önce toplu taşıma ve nakliye sektöründe kullanıma girmesi beklenmektedir. Maliyetleri düşürecek olması, efektif ve süreklilik arz eden bir sistem ile verimliliğin de OA’lar ile artması beklenmektedir. Bu kapsamda Hollanda, Belçika ve Lüksemburg ortak bir çalışma başlatmış durumdalar.

OA’ların kullanılmasında en temel sorunların başında insan kontrolünde olan araçların trafikte varlığı durumunda OA’ların karar süreçlerinin nasıl şekilleneceği etrafında toplanmaktadır. Bu teknolojinin yaygınlaşma süreci içerisinde yollarda OA’lar ile insan kontrolündeki araçların ortaklaşa seyir ettikleri dönemlerin olması kaçınılmazdır.

2018 yılında Norveç OA’ların kamuya açık yollarda test edilmesine imkân veren bir dizi yasal değişikliğe gitti. Buna ek olarak Norveç Easy Mile firması ile ortaklaşa 25 pilot noktada OA minibüslerin test kullanımlarına başlamıştır.

19 Temmuz 2018 tarihinde Birleşik Krallık, Otomasyon ve Elektrikli Araçlar yasasını çıkarmıştır. Bu yasa ile Sigorta şirketlerinin, OA’ları sigortalama ve OA devredeyken meydana gelen zararlarında sorumlu olmalarının önü açılmıştır. Birleşik Krallıkta yürürlüğe giren yasaya göre sigortalı tarafından, önemli güvenlik yazılım güncellemelerinin yapılmaması veya poliçe kapsamında yasaklanmış bir yazılım müdahalesi durumunda, sigortacının sorumluluğu ortadan kalkmaktadır. Yazılımın güncel tutulmasından ve üretici tarafından belirtilen dışında bir yazılım kullanılmasından araç sahibi konumunda olan sigortalı sorumlu tutulmuştur.

OA’lar söz konusu olduğunda, en gelişmiş alt yapı ve yasal çerçeve Hollanda ve Singapur da bulunmaktadır. Bu iki ülke, bu alanda başat aktör konumundadırlar. ABD de belli eyaletlerde bu araçların kamuya açık alanlarda test edilmesine onay veren düzenlemeler yapılmıştır. Kaliforniya eyaleti, acil durumlarda OA’ların sürücüsüz olarak, tamamen kendi kendilerini kontrol ederek hareket etmelerine imkân veren düzenlemeyi motorlu taşıtlar yasasında yapmış ve 2018 nisanından bu yana da uygulamaya koymuştur.

OA’ların geliştirilmesinde kamu ve özel sektör iş birliği çok önem kazanmaktadır. OA’ların sağlıklı işlemesi açısından teknik alt yapı ile desteklenmiş yollar önemli bir faktör olmaktadır. Bu açıdan 5G ve benzeri iletişim alt yapısının yaygınlaştığı ülkelerde OA’ların gelişmesi daha kolay olacaktır.

OA’ların yaygınlaşması açısından en önemli konulardan bir diğeri de trafik alt yapı verilerinin OA üreticisi veya bu alanda çalışan özel sektör firmaları ile paylaşılmasıdır. Çünkü OA’ların sağlıklı işlemesi ve hataların azalması açısından geniş bir verinin işlemesine imkân verilmesi önemlidir. Bu kapsamda da veri güvenliği düzenlemeleri ile bu alanda çalışan kurumların ihtiyaç duydukları veriyi elde etmeleri arasında bir çatışma alanının çıktığını ifade etmek mümkündür.

Bu teknolojiyi destekleyenler, insan karar alma süreçlerindeki duygusal değişkenliklerin, yapay zekâ karar alma süreçlerinde yer almayacağı, yorgunluk, dikkatsizlik ve sarhoşluk gibi insan karar alma süreçlerinde yaşanan sorunlu konuların bertaraf edileceğini iddia etmektedirler.

Teknolojinin getirilerine şüphe ile yaklaşanlar ise ani ve acil durumlarda yapay zekâ karar alma süreçlerinin sağlıklı işlemesi noktasında nasıl emin olunacağını sorgulamaktadırlar. Bu kapsamda havacılık endüstrisinde kullanılan otomatik pilotların hata payının azlığının karayolu taşımacılığı için örnek teşkil etmesinin mümkün olmadığını dile getirmektedirler. Kara yolları, hava yolu taşımacılığından daha farklı olarak, çoklu değişkenin hızlı bir şekilde karar verme sürecine dâhil olduğu bir yapıya sahiptir. Havayolu taşımacılığında beklenmedik olguların olası senaryoya dahil olmaları çok sıklıkla meydana gelmemektedir.

OA’lar açısından yaşanan en temel tartışma, kaçınılmaz kaza olgusu karşısında OA’nın vereceği kararların ahlaki sorumluluğun çerçevesi nasıl şekillenecektir? Bu sorumluluk kime ait olacaktır? Kaçınılmaz bir kaza durumunda OA kendi yolcularının güvenliği için yayaların güvenliğini riske atacak mıdır? Bu ve benzeri soruları çoğaltmak çok mümkündür. Tüm yapay zekâlı sistemler için özdeş olan bu soruların yapay zekânın gelişimi ile gündemde daha fazla yer edineceği kesindir.

İlerleyen zaman içerisinde KITT kadar maharetli olmasalar da OA’lar ile seyahat edilmesinin çok uzak olmadığını düşünüyorum. İstanbul gibi yoğun ve yıpratıcı bir trafiği olan bir kentte araç sürmek zorunda olan bir sürücü olarak, kendi Otonom Aracıma sahip olmayı dört gözle beklediğimi ifade edeyim 😀