Özel Röportaj

Dr. Demet KARAALİ

Mercedes-Benz Türk A.Ş.

Mercedes-Benz Türk Otomobil ve Hafif Ticari Araçlar IT Grup Yöneticisi

Ağustos 2019

 

Dr. Demet KARAALİ: “Dijitalleşme Otomotiv Sektörünü Nasıl Değiştiriyor?”

 

21. yüzyılda dijitalleşme kavramı dijital teknolojilerin iş hayatına ve günlük hayata uyumlu hale getirilmesiyle, iş modelleri ve yaşam tarzlarını yeniden şekillendiriyor. Teknoloji çağının getirdiği değişiklikler müşterilerin deneyim süreci ve satın alma davranışlarını etkilemenin yanı sıra, firmaların rekabet avantajı elde etmeye çalıştıkları bu süreçteki iletişim yöntemlerini, iş süreçlerini ve iş tanımlarını da etkiliyor. Mercedes-Benz Türk olarak otomotiv sektöründeki mevcut konumumuzu yeniden tanımlamakta, iş modellerimizin ve süreçlerimizin çevik anlayış ve DevOps felsefesi ile şekillendirmekteyiz. Ayrıca iş tanımlarımızı uygulamakta olduğumuz yeni teknolojilere göre gerçekleştiriyoruz. Otomobilin mucidi olan markamızı farklı alanlarda da öncü konuma taşıyacak Büyük Veri’nin daha anlamlı bilgiye dönüştürülmesinden, ürünlerimizin birbiri ile etkin iletişim kurabileceği Nesnelerin İnterneti’ne, müşterilerimizin daha hızlı cevaplar alabilmesine olanak tanıyan Yapay Zekâ teknolojisinden, iş süreçlerimizde bizlere destek olan Robot Teknoloji’sine kadar birçok alanda yatırımlarımıza devam ediyoruz.

 

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

İstanbul Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği lisansını takiben yine İTÜ’den Endüstri Mühendisliği bölümünden 2009 yılında almış olduğum doktora derecem bulunmaktadır.

20 yıla yakın otomotiv ve IT alanında iş tecrübesine sahibim.

Mercedes-Benz Türk A.Ş. / Mercedes-Benz Otomobil ve Hafif Ticari Araçlar IT Grup Yöneticisiyim.

 

Dijital Dönüşüm konusunda görüşleriniz nelerdir? Sizce Türkiye dijital dönüşümde hangi aşamada? Şirketiniz hangi aşamada, planlarınız nelerdir?

Mercedes-Benz Türk olarak dijital dönüşüm stratejilerimiz, aslında şirketimizin üst düzey yöneticilerinden tüm çalışanlarımıza herkesin benimsemiş olduğu şu felsefe üzerine kuruludur: “Dijitalleşme markamız için otomobilin icadından sonraki en büyük zenginliktir”. Dijital dönüşüm, otomotiv sektöründe köklü değişikliklere yol açmıştır ve bu dönüşüm devam etmektedir. Bu nedenle, yarının mobilitesini aktif olarak şekillendirmemiz, trendleri ve geleceğe odak olan teknolojilerimizi müşterilerimizin bireysel ihtiyaçlarına uygun olarak eşleştirmemiz gerektiğini biliyoruz. Böylece müşterilerimizin, ürünlerimizin, çalışanlarımızın, paydaş ve tedarikçilerimizin dâhil olduğu tüm değer zincirini sistematik bir biçimde dijitalleştirmekteyiz. Dijitalleşmeye odaklanırken, insan her zaman önceliğimizdir. Dijitalleşmeyi müşterilerimizin bakış açısından izlemeliyiz ki onlara günlük hayatlarını kolaylaştırabilecek dijital hizmetler sunabilelim. Bunun en güzel örneklerinden biri; müşterilerimizin araçları ile daha rahat ilişki kurmasını ve aracını mobil ortamda yönetmesini sağlayan dijital hizmetimiz MercedesMe Connect.

Dijitalleşmenin sunduğu fırsatları çalışanlarımızın iş yaşamını kolaylaştırmak için de kullanıyoruz. Örneğin, çalışanlarımız sanal toplantı odaları ile kolayca toplantılarını yapabiliyor ve aradıkları birçok bilgiyi kurum içi sosyal ağımız yardımıyla bulabiliyorlar. Dijitalleşmenin sunduğu fırsatları optimize etmek için mevcut yapımızı ve süreçlerimizi değiştiriyoruz. Hedefimiz, dijital sektörün hız ve risk alma kültürünü, şirketimizin mükemmellik ve yenilikçi yeteneği ile başarılı bir şekilde birleştirmek.

Mercedes-Benz Türk olarak, dijital dönüşümü şirketimizin geleceği olarak görmekteyiz. Özellikle en önemli hedefi otomotiv sektörünün dijital lideri olmayı amaçlayan şirketimizin, hem uzun dönemli bir değişimi temsil ettiğini hem de otomotiv sektöründe rekabette önde kalmamızı sağladığını söyleyebiliriz. IT olarak bu dönüşümü sadece sahip olduğumuz derin teknoloji ve yazılım bilgisini kullanarak değil, aynı zamanda müşterilerimizi anlayıp otomotiv sektörünü tekrardan şekillendirmeye çalışarak sürdürüyoruz. Bunu sağlamak için de en temelde IT stratejimizi “Veri, yeni bir yakıt kaynağıdır” sloganı ile veri üzerine kurduk.

Dijitalleşmeyle birlikte bugün çok büyük miktarda veriye erişebiliyor, verilerin analizi ile müşterilerimizi daha iyi anlayabiliyor, müşterilerimizle daha anlamlı ilişki kurabiliyoruz. Temel stratejimiz çerçevesinde daha hızlı aksiyonlar aldığımız ve teslimatlar yaptığımız çevik yaklaşımı ile süreçlerimizi ve projelerimizi başarıyla yürütüyoruz. Ayrıca, finansal hizmetler, satış, satış sonrası hizmetler ve dijital ortamlara bağlantılı (connected) araçlarımız gibi tüm temas noktalarında tek bir müşteri deneyimini sunan, veri odaklı stratejiler geliştiren, tüm süreçlerde dijital mühendislik ve üretime odaklanarak hız ve verimliliği arttıran, çalışanlarını yerel ve global iş birliğine teşvik eden, onları karar almaları noktasında destekleyen bir yapıya geçtik. Stratejilerimizi uygularken yeni teknolojileri ve farklı yöntemleri de kapsayarak şirketimize iki kat hız katacak Özgür ve Açık Kaynak Yazılım, Cloud&DevOps, API (Uygulama Programlana Arayüzü) Mimarisi, Kimlik ve Erişim Yönetimi gibi ortak önceliklere odaklanıyoruz. Organizasyon yapımızı da dikey organizasyondan, öncelikle proje organizasyonuna ve şimdilerle Swarm ekiplere dönüştürmekteyiz. Özetle belirttiğimiz hedef ve stratejide dijital dönüşümün rüzgârını arkamıza alarak otomobilin mucidi olan markamızın rolünü otomotiv üreticiliğinden “ağlı mobilite hizmet sağlayıcısına” doğru taşımaktayız.

 

Sizce Dünyayı değiştirecek teknolojiler nelerdir?

Öncelikle “Büyük Veri” konusundan bahsetmek istiyorum, çünkü Dijital Dönüşüm konusundan bahsederken tüm strateji ve ilkelerimizin temelinde “Veri yeni bir yakıt kaynağıdır” felsefesinin yer aldığını ifade etmiştik. Her gün yaptığımız yazışmalar, kullandığımız haritalar, sosyal medya paylaşımları, akademik yayınlar, GPS sinyalleri, otomobilimizin ürettiği sürüş verileri gibi birçok örneğini sıralayabiliriz. Veri bir yakıt türüdür, çünkü veri olmadan hareket etmek mümkün değil. Bu sebeple sadece mevcut imkânlarla elde edilmiş veriler ile kısıtlı kalmamayı, yeni veriler elde etmemizi sağlayacak kaynaklara da yatırımlarımızla ulaşmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda hem küresel ölçekte hem de kendi pazarımızda birçok farklı kanaldan toplamakta olduğumuz verileri uygun veri analiz uygulamaları ile anlamlı ve kullanılabilir veriler haline getirerek iş birimlerimize sunmaktayız. Bu sayede müşterilerimizi ve paydaşlarımızı daha iyi anlayarak kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetlerimizle hem onların daha mutlu bir şekilde bu süreci tecrübe etmelerini sağlayıp, hem de şirketimizin performansına katkıda bulunuyoruz. Sadece son kullanıcı özelinde değil, dağıtım kanalımızın önemli taşıyıcısı ve müşterilerimizde markamızın yüzü olan bayilerimize de günlük, hatta anlık olarak veriyi kullanarak pazarlama stratejilerini belirlemelerine olanak sağlayacak uygulamalar sunuyoruz. Veriyi diğer teknolojilerin önünde tutmamızın en önemli sebeplerinden birisi de hemen hemen hepsi için bir girdi görevi görmesidir.

Sonrasında dünyayı değiştirmekte olan teknolojiler için Otonom Sürüş, Yapay Zekâ ve günlük hayatımızda iş arkadaşı olarak bizlere yardımcı olarak Robotik Süreç Otomasyonu’nu sıralayabiliriz. Mercedes-Benz Türk, ana şirketimiz Daimler ve iştirakleri olarak “ağlı mobilite hizmeti sağlayıcısı” konumuna geçmek amacıyla bu alanda öncü yatırımlar ve iş birlikleri gerçekleştiriyoruz.

Uzun zamandır yatırım yaptığımız projemiz; CASE (connected, autonomous, shared&services, electric) geleceğin araçları alanına verdiğimiz önemi fazlasıyla gösteriyor. Bu bağlamda şirketimiz araçlarımızın konforlu, güvenli ve eğlenceli bir biçimde bağlanabilen, otonom sürüş özelliğine sahip, paylaşım imkânı veren ve farklı hizmetleri sunan elektrikli araçlar olmasını hedeflemektedir.

 

Dünyada ve Türkiye’de bilişim sektörünün ve otomotiv sektörünün geleceği hakkında öngörüleriniz nelerdir?

Günümüzde endüstri 4.0 ile tüm dünyayı etkisi altına alan büyük veri, otonom sürüş, nesnelerin interneti, yapay zekâ, robotik teknoloji, siber güvenlik, arttırılmış gerçeklik ve bulut bilişim gibi teknolojik gelişmeler hayatımızda yer ediniyor. Dünyada bilişim sektörünün büyümesini aslında perakende, telekomünikasyon, bilişim ve bankacılık sektöründe yer alan firmaların en değerli markalar listesinin en üst noktasına çıkmaları ile görebiliriz. Bu firmaların kimisi bundan 15 yıl önce henüz kurulmamıştı ya da kimse tarafından bilinmiyordu, ancak dijital dönüşümün insanın sosyal hayatını değiştirmesiyle birlikte bugün en değerli markalar içerisinde yer alıyor. Hem Türkiye’de hem de dünyada insanların sosyal yaşamları değiştiğinden, bilişim sektörü çerçevesinde sanal dünyada insanların yaşamlarını kolaylaştıracak ürün ve hizmetlerin artacağını düşünüyorum. İnsanlar özellikle otomotiv sektöründe paylaşım kültürünün daha yaygın olduğu, mobil olarak seyahat planlama dâhil birçok hizmete erişebildiği, otonom sürüş özelliğine sahip ve daha yüksek teknolojili, birbirine bağlı otomobillerin var olduğu bir eko sisteme dâhil olmaktadırlar.

133 yıldır otomotiv sektöründe öncü ve lider bir firma olarak teknoloji ve bilişim hizmetlerini öncelikle kendi ürün ve hizmetlerimizi müşteri odaklı bir biçimde farklılaştırmak için kullanıyoruz. Ancak artık bu yetkinliğe sahip olmakla birlikte sadece kendi alanımızda sınırlı kalmayıp ve yine otomotiv sektörüne de temas eden farklı alanlarda iş birliği ve çalışmalar yapıyoruz.

 

Nesnelerin İnterneti konusunda görüşleriniz nelerdir? Şirketiniz Nesnelerin İnterneti konusunda ne gibi çalışmalar yürütmektedir?

Nesnelerin interneti teknolojisi özellikle yüksek teknolojili ürünler üretmemiz ve son kullanıcıya temas ettiğimiz Mercedes me connect, car2go, Mytaxi gibi birçok uygulamanın portföyümüzde yer almasından ötürü şirketimiz adına stratejik uygulama alanlarından birisi. Özellikle son endüstri çağının başlaması ile birlikte milyonlarla ifade edebileceğimiz internete bağlı cihazların sayısı günümüzde milyarlar seviyesinde. Bu nedenle tüketiciler için nesnelerin interneti uygulamaları özellikle giyilebilir ürünlerde, araçlarda, akıllı cihazlarda, akıllı evlerde ve birçok alanda hızla artıyor. Endüstriyel olarak bakacak olursak, üretim, akıllı şehirler, bayiler, filo yönetimi, akıllı binalar ve kamu hizmetleri gibi birçok alanda uygulanıyor. Bu temelde birçok farklı startup ile hem küresel ölçekte hem de Türkiye pazarında çalışmalarımız devam ediyor. Küresel ölçekte devam eden uygulamalar arasında 2017 yılından beri geliştirmekte olduğumuz “Akıllı Vale” uygulamasını gösterebiliriz. Bu sayede aracınız sürücüsüz bir şekilde uygulama içerisinden bir komut ile kendi kendine park yeri bulabiliyor ve park işlemini tamamlıyor. Sonrasında tekrardan teslim almak istediğinizde aracı bulunduğunuz yere çağırabiliyorsunuz. Türkiye’de şu anda devlet ve özel sektör destekli gelişim programları bulunuyor. Üretimde ağırlıklı olmak üzere lojistikten sağlığa, telekomünikasyondan inşaat sektörüne birçok alanda farklı örneklerini görmekteyiz. Şirketler nesnelerin interneti uygulamaları için yatırım miktarı payını Bilgi Teknoloji içerisinde arttırıyor. Ana şirketimiz Daimler ve Mercedes-Benz Türk olarak bu bağlamda müşterilerimize en uygun ürün ve hizmetleri sunmak adına, bayilerimizde daha etkin ve hızlı bir şekilde ihtiyaç duyulan bilgiye ve hizmete erişimini sağlamak için önümüzdeki süreçte de yatırımlarımıza devam edeceğiz.

 

API (Uygulama Programlama Arayüzü) konusunda görüşleriniz nelerdir? Şirketiniz API konusunda ne gibi çalışmalar yürütmektedir?

Uygulama Programlama Ara yüzü (API) özellikle farklı uygulamalardan ihtiyaç duyduğunuz verilerin ve özelliklerin esnek bir biçimde entegre edilmesine olanak sağladığından kullanım alanları hem dünyada hem de şirketimiz içerisinde artıyor. Daimler bünyesinde mevcutta yer alan uygulamalar da dâhil olmak üzere yeni geliştirilmekte olan birçok uygulama artık API uyumlu olarak geliştiriliyor. Mercedes-Benz Türk olarak küresel ölçekte iç ve dış paydaşların kullanımı, startupları desteklemek ve inovatif uygulamaları görmek amacıyla birçok uygulama servisini kamuya açık bir biçimde sunabileceğimiz API platformu oluşturduk. Geliştirdiğiniz bir uygulamanıza araç konfigüratör servisini, bayi ve satış sonrası hizmet ortaklarımızın bilgilerinin yer aldığı servisi, araç resimlerinin yer aldığı servisi ve daha birçoğunu API’lar yardımıyla kolayca entegre edilebiliyor. Daimler bünyesinde yürütmekte olduğumuz hemen her uygulama aslında bir diğer uygulamaya bağımlı diyebiliriz, bu nedenle yeni bir uygulama geliştirdiğimizde ya da yeni bir bilginin değişimine ihtiyaç duyduğunuzda mevcut ara yüzde değişiklik talep etmek hem çok fazla zamanımızı almakta hem de maliyet olarak da sürecimizi etkiliyor. Kısacası API’lar sizin bir alanda kısıtlanmanıza çözüm olarak ne zaman ve nasıl değişiklik yapma ihtiyacınıza esnek olarak cevap verebiliyor.

IT olarak uygulama ve süreçlerimizde API teknolojisinden faydalanmanın yanı sıra, 2019 yılında verdiğimiz stratejik bir kararla API alanında önemli bir atılım yapmaktayız. Global anlamda hizmet sunacak ve Daimler bünyesinde var olan uygulamaların API servislerini geliştirecek bir ekip kuruyoruz. Aldığımız bu stratejik karar bizi teknolojiyi kullanan müşteri rolünden, bu teknolojiyi farklı ürün ve hizmetler için dünyanın farklı noktalarındaki kullanıcı ve geliştiricilere sunan bir role taşıyor. Üstlendiğimiz bu rol ile gelecekte dijital dönüşümün içerisinde nasıl yer alacağımızı da vurgulamış oluyoruz. Bugün şirketimiz Daimler bünyesinde stratejik olarak benzer sorumlulukları alıp, alanında uzman çalışanları ve üstün başarıları ile bir AR-GE üssü haline getirdiyse, IT olarak Bilgi Teknolojileri üssüne çevirebilme olanağına sahip olacağımıza inanıyoruz.