Özel Röportaj

Mustafa GAYIR

İstanbullines Lojistik ve Denizcilik

Bilgi Sistemleri ve Dijital Pazarlama Müdürü

Şubat 2019

 

Türkiye’de Lojistik Sektörü ve Dijital Dönüşüm Evresi

 

Dijital dönüşümün doğal bir sonucu olarak, Gelecek 5.0 toplumsal dönüşüm sürecini yaşıyor. Bu dönüşüm endüstride ve üretimde köklü değişiklikler yaşatıyor. Gelecek üretim modelleri değişiyor. Gelecekte üretim; bilgi ağlarından gelen “bilgi”, karar verici “yapay zekâ”, iletişim ve çıktı olarak “ürün” halini alacak. Bu 4 temel bileşeni hareketlendirmek üzere Siber fiziksel sistemler, sensörler, nesnelerin interneti, makineler arası iletişim (M2M), zeki bilgi ağları ve güvenli bulut bilişim ortamları yaygın olarak gelişiyor. Bu dönüşüm doğal olarak ürünlerin tasarımı, iş süreçleri, kalite yönetimi, dijital pazarlama gibi tüm süreçleri de etkisi altına almakta ve kapsamlı bir süreç dönüşümü gerçekleşiyor. İşletmelerin tüm süreçlerini etkilediği gibi bu değişim ve dönüşüm tedarik süreçlerinin de yeniden yapılandırılmasını gerektiriyor.

 

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

İstanbul doğumluyum, Sakarya Üniversitesi Mekatronik mezunuyum, iş yaşam dengesi derken, yaklaşık 20 yıldır bilişim sektöründe çalışmaktayım. Sektörde birçok pozisyonda farklı görevlerde bulundum. Şu an İstanbullines Lojistik ve Denizcilik Şirketinde Bilgi Sistemleri ve Dijital Pazarlama Müdürü olarak görev alıyorum. Ayrıca 10 yıllık STK geçmişim bulunmakta, bunlara ek olarak Bilişim Grubu yönetim kurulu başkan yardımcılığı ve Bilişimciler Derneği başkan yardımcılığı görevlerini yürütüyorum.

 

Şirketiniz, sektörünüz ve faaliyet alanlarınız ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

İstanbullines, kurulduğu yıldan bugüne Marmara Denizi’nde kabotaj hattında 3 RoPax gemisi ile yılda 100.000 ağır ticari aracın şehir trafiğinden arınmasına katkı sağlıyor. Sanayi, turizm ve ticaret güzergâhında yer alan bu bölgenin deniz taşımacılığına önemli katkılar sunuyor. Genç gemi filosu, 126 kişilik güçlü deniz ve 10 kişilik beyaz yaka personeli ile deniz ulaşım standartlarını yükselterek, güçlü bir rekabet ortamı oluşturuyor. Böylece yolcularının çok daha avantajlı ve kaliteli hizmet almasına katkı sağlıyor. Başta İzmir, Manisa, Balıkesir ve Bursa olmak üzere 12’den fazla ilde faaliyet gösteren İstanbullines, Türkiye’nin her yerinden lojistik müşterilerine özel, proje taşımacılık hizmeti de sunuyor. İstanbullines; sektörü iyi bilen, hizmet kalitesine önem veren, sosyal katma değer üretebilen nitelikli kadrosuyla Ambarlı-Bandırma- Ambarlı-Gemlik hatlarındaki Ro-Ro taşımacılığında ilkleri yaşatmaya ve fark oluşturmaya devam ediyor.

 

Dijital Dönüşüm konusunda görüşleriniz nelerdir? Sizce Türkiye dijital dönüşümde hangi aşamada? Şirketiniz hangi aşamada, planlarınız nelerdir?

Dünyada lojistik sektörü 1900’lerden itibaren hızlı gelişmeler gösteriyor. Türkiye ise 80’li yıllarda başlayan yatırımlarla kara, hava, deniz, demir yolu ve kombine taşımacılık alanında altyapı çalışmalarını tamamladı ve 1990 sonrasında yapılan atılımlarla gelişimini sürdürmeye devam etti. 2000’li yıllar lojistik sektörünün temelinde kara yolundaki eksikliklerin olması ile yavaşlama gösterirken 2000’li yıllar sonrasında yapılan kara yolu yatırımları ile uçtan uca hizmetin ulaştığı kara yolu ağları oluşturuldu. Bununla birlikte hava yolu taşımacılığı, vagon taşımacılığı ve deniz yolu taşımacılığı da büyüme gösterdi. Teknoloji ve otomasyon hayatımızın her alanında olduğu gibi lojistik sektöründe de hayatı kolaylaştıran teknolojiler sunuyor. Planlanma, sevkiyat, teslimat, mal bedellerinin tahsili, iade mallar, rota planlaması, araç takibi gibi pek çok alanda özel geliştirilmiş yazılımlar ve akıllı uygulamalar işleri kolaylaştırdı.

Tüm bu gelişmelere ek olarak lojistik ve taşımacılık sektöründe, sürücüsüz kamyon ve insansız gemiler yakın gelecekte yolda olacak. Şu sıralar test pistlerinde yapılan deneme sürüşleri, 2019 sonundan itibaren ana yollarda yapılacak. İnsan kaynaklı hataları ve maliyetleri en aza indirmek amacıyla denizcilik şirketleri insansız gemi çalışmalarına hız veriyor. Önümüzdeki birkaç yıl içinde bazı gemi üreticileri Pasifik’te insansız gemilerle sefer gerçekleştireceklerini söylüyor. Lojistik sektörünün teknolojiye ve Endüstri 4.0’a entegre olmasıyla önümüzdeki 10-15 yıl içinde yeni mesleklerin hayatımıza gireceği öngörülürken, araştırmalar yakın gelecekte bugün yapılan mesleklerin çoğunun artık var olmayacağını söylüyor.

Bugün, ilkokula başlayan çocuklar üniversiteyi bitirdiklerinde yeni meslek dallarında çalışıyor olacak (veri lojistikçileri, veri madenciliği, otonom sistem kontrolörleri, robot mühendisleri). Endüstri 4.0’ın sektöre girmesiyle lojistikte tüm süreçler köklü bir değişime uğruyor. Karar verici sensörlerin işe dahil olmasıyla insanların işlerinden olacağı gibi bir endişe ister istemez gündeme gelmeye başladı. Teknolojik devrimlerin üretime etki ettiği gibi istihdam alanında kayda değer etkiler oluşturacağı göz ardı edilemeyecek. Bu endişeler daha önceki sanayileşme devrimlerinde olduğu gibi bu sefer farklı iş kolları üretecek ve yeni istihdamlar oluşturacak.

Teknoloji dönüşümüyle beraber Lojistik sektöründeki gelişmeler globalde olduğu gibi Türkiye’de de çok önemli değişimler yaşatıyor. Ülkemizin jeopolitik konumu, ürün hareketliliğinin hacmi ve miktarının son yıllarda gittikçe artması, bu hareketlilik ile birlikte verinin toplanması, işlenmesi, depolanması ve bilgisayar ağları üzerinden istenen bir uca güvenli bir şekilde iletilerek kullanıcıların hizmetine sunulmasında kullanılması bilişim sistemlerinin önemini arttırmış bulunuyor. Bu artış, yapılan hizmetlerin yoğunluğu sebebiyle veri güvenliğini de çok önemli kılıyor.

İstanbullines olarak müşterilerimize daha kaliteli hizmet vermek adına tüm operasyonel süreçlerimizi dijitalleştirme fikriyle yola çıkarak yeni uygulamalar geliştiriyoruz. İstanbullines’ın yeni dijital dönüşüm sisteminde online biletleme yazılımı ile tüm müşterilerimize 1 dakikada biletleme ve rezervasyon işlemlerini tamamlama imkânı veriyoruz. İstanbullines online işlemler merkezi ile bireysel ve kurumsal tüm müşterilerimizi tek bir platformda buluşturuyoruz.

Ro-Ro sektöründe inovasyonun lideri olmak ve müşterilerimize en kaliteli hizmeti sunmak amacı ile başlattığımız teknoloji dönüşümünü, tüm iş süreçlerimizde hayata geçirmeye devam ediyoruz.  İstanbullines online işlemler merkezinden müşterilerimiz geçiş, kampanya, rezervasyon, ödeme gibi tüm işlemlerini yapabiliyor. Responsive kullanıcı dostu ekranlar ve mobil uygulamalarla bilet ve rezervasyon işlemleri için müşterilerimize büyük kolaylık sağlıyoruz.

İstanbullines Bilgi Teknolojileri departmanı olarak, yeni online işlemler merkezi ile, özellikle kullanım ve teknoloji açısından sektörümüzdeki rakiplerimizle ayrıştığımıza dikkat çekmek isterim. Tasarım ve altyapı konusunda, Cross platformda en üst teknolojileri kullanarak basit, sade ve kullanıcı dostu ekranlar geliştirdik. Bu ekranlar mobil, tablet ve masaüstü cihazların tümüyle uyumlu olarak tasarlandı. Tüm bunlara ek olarak mobil uygulamayla birlikte çok verimli hizmet sunmayı hedefliyoruz. Doğru teknoloji seçimiyle ve ülkemizde yetişen kıymetli mühendislerle tüm bunları 3 ay gibi kısa sürede hayata geçireceğiz. Bu sayede tüm süreçlerimizi dijitalleştirmiş oluyoruz. Tüm bunlara ek olarak, çalışanlarımızın hepsine dijital dönüşüm eğitimleri veriyoruz.

 

Sizce Dünyayı değiştirecek teknolojiler nelerdir?

Mobil cihazların gelişiminin hızla devam ettiği ve mobil dönüşümün başta olduğu teknoloji dönüşümüne ek olarak IOT, Yapay Zekâ, Drone’lar ve Yardımcı Robotlar, arttırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik, Geofencing teknolojisi, otonom araçlar ve Big data dünyayı değiştirmeye devam edecek.

Dijital alandaki dönüşüm, tasarımdan üretime, stratejiden operasyona kadar bireylerin ve şirketlerin yaşam tarzını kökten değiştirecek, tüketim alışkanlıkları da bu değişimle birlikte etkilenecek. IOT teknolojileri ile birlikte akıllı fabrikalar, karar verebilen yapay zekâ ürünleri, tedarik zincirinde hızlı ve esnek taşımaya yardımcı “drone”lar ve robotlar, arttırılmış gerçeklik ürünleri ile prototip ürün çıktılarının incelenmesi ve hata payının en aza indirilmesi, mamullerin otonom araçlarla minimum risk ve optimum verimlilikle birlikte hedefe ulaştırılması. Son olarak big data, yeni ürün ve pazar fırsatları oluşturacak. Bunlara ek olarak dijital pazarlama için yeni fırsatlar doğacak.

 

Dünyada ve Türkiye’de bilişim sektörünün ve Lojistik sektörünün geleceği hakkında öngörüleriniz neler?

Her gün bir önceki güne göre büyüyen dünyamızın kıymetli gelişme aracı, bilişim dünyasıdır. Bilişim konuları; üretimden sağlığa, doğadan uzaya tüm evreni kapsayan hizmetler üretiyor. Gelecekte ülkemizin bilim dünyasına katkı sağlayacak en önemli üretim aracı hiç kuşkusuz bilişim teknolojileri olacak.

Ülkemizin son yıllarda artan bir ivme ile izlediği enerji politikaları, bizleri dışa açılma ve rekabet oluşturma açısından yüksek teknoloji üretiminde lider olan ülkelere hızlıca yaklaştıracak.

Gelişen ileri teknolojileri ithal etmek ve kullanıcı olmak yerine, üreten ve geliştiren ülke konumuna hızlı bir şekilde geçiş yapmamız gerekiyor. Ülkemizde dijital dönüşüm süreçleri hızlı bir şekilde tamamlanmalı, konvansiyonel metotlardan uzak, uçtan uca teknolojik verimlilikle tekrardan yapılandırılmalı.

Gelecekte diğer ekonomi ve ticari güçteki ülkelerle yarışabilmemiz için, bilişim teknolojileri sektörünün öne çıkarılması adına stratejik bir planlama ve uygulama boyutunda kararlı politikalar oluşturulması gerekiyor. Ülkemiz, ekonomik geleceğini güçlendirmek ve yapılandırmak için bu doğrultuda strateji üretmeli, misyon ve vizyon boyutunda yeni hedefler bulmalı ve zaman kaybetmeden uygulama gayreti içerisinde olmalı.

Bilişim dünyasına kuşkusuz en büyük katkı eğitim kurumlarında. Kaliteli meslek insanı yetiştirmek, bilimin bilgi teorisini geliştirmeye yönelik bilimsel araştırma yapmak ve toplumun pratik problemlerine çözümler üretmek gerekiyor. Eğitim kurumları bunları dengeli bir şekilde yürüttüğü ölçüde paydaşları ve toplum tarafından benimsenen, önemsenen, sahip çıkılan etkili bir kurum olabilir. Ülkemizde son yıllarda kurulan yüksek öğrenim kurulumları ile birlikte bilişim konularında fazlası ile makale ve yayın üretiliyor. Üretilen dokümanların teoride değil pratikte de yakın zamanda kullanılabilir seviyeye gelmesini diliyorum.

Lojistik sektörü konvansiyonel yönetim metotlarından farklı olarak yeni operasyon süreçlerine ihtiyaç duyuyor. Lojistik sektöründeki gelişim ile birlikte bilgi teknolojileri alt yapılarında da hızlı bir değişim ve uyumluluk, olmazsa olmazlar arasında yer alır.

Gemi işletmeciliği için hızlı bir şekilde gelişim gösteren konuların başında IOT gelir. Mekanik sistemlerin neredeyse tümünden veri alınabilir durumda, yeni üretilen gemilerde tüm sistem otomasyon sistemleri üzerinden yönetiliyor. Eski gemilerde bile otomasyonel dönüşümler uygulanıyor. Uygun haberleşme sistemleri gemi işletmeleri için her zamankinden daha fazla önem arz ediyor.

Teknolojik değişim, ürün hareketlerinin takibi ve lojistik operasyon yönetimindeki tüm süreçler entegre bir uyumlulukla çalışmak zorunda. Sevkiyat, sipariş, depo yönetimi ve teslimat gibi coğrafi bilgi sistemi konuları ise süreçleri tümüyle hızlandıracak. Bu nedenle, bilgi teknolojilerinin lojistik stratejik planlama olarak kullanımı hayati rol oynuyor.

Lojistik süreçlerinde, ürünlerin zamanında hedeflenen noktalara taşınması, sevk edilmesi ve planlanması süreçlerinin yönetimi bilgi teknolojileri sayesinde gerçekleştiriliyor. Bunlara ek olarak lojistik süreçlerde taşıma operasyonlarından, siparişin alınmasına, sevkiyat bilgilerine, teslimat yerleri, dönüş yükü gibi filo yönetiminin temelini oluşturan bilgi teknolojilerine dayalı alt yapısına kadar tüm süreçler, bilgi teknolojileriyle yönetilebiliyor. Bilgi teknolojileri kullanımı müşterilere nitelikli, rakiplerine göre çok hızlı çözümlemeler ortaya koyabilme becerisini kazandırıyor.

Bilgi teknolojilerine sahip işletmelerin operasyon maliyetleri düşüyor, nitelikli işletmecilikle standardize edilmiş süreç yapılarıyla müşteri memnuniyeti ölçümlendirilirken bunun sonucunda müşteri memnuniyeti yükseliyor. Daha rekabetçi yapılar oluşturulabiliyor. Bilgi teknolojilerinin kullanımı taşımacılık operasyonları ile sınırlı kalmıyor. Lojistik zincirin bir parçası olarak tüm taşıma modellerinde, malların birleştirildiği veya dağıtımının yapıldığı taşıma terminallerinde gönderici, taşıyıcı, terminal işletmecisi, alıcılar gibi lojistik hizmet alan ve verenlerin tümünü ilgilendiren bütün kesimlerin hizmet alt yapılarının bilgi teknolojileriyle kullanımı, sistemin bir bütün olarak yapısının etkinliğini arttırıyor.

Sistemin bütünleşmiş olması, her bir hizmet üreten işletmenin bilgi işlem alt yapıları ile çalışması, günümüzde artık birbirleriyle entegre hale dönüşmüş yapıların da oluşmasını sağlıyor. Alıcının sipariş vermesinden itibaren, üretimle ilgili lojistik, finansal planlama, depo yönetimi, stok kontrolü, taşımacıların sevkiyat planlaması gibi süreçlerin tamamı, birlikte, birbirleriyle etkileşimli gerçek zamanlı hizmet üretecek duruma dönüştü.

Küresel işletmelerin pek çoğu bu eğilim içerisinde bulunurken, Türkiye’de işletmelerin lojistik alt yapıları yönünden bakıldığında benzer çizgiyi yakalamak konusunda aynı seviyede bulunduğunu söylemek doğru olmayacak. Bu çizgiyi yakalamak için, bilgi teknolojilerine doğru yatırımı yapacak işletme yönetimi kadar, bu teknolojileri kullanabilecek nitelikli personelin de istihdamı gerekiyor.

Bilgi teknolojilerindeki gelişim, diğer birçok sektöre göre değerlendirildiğinde, lojistik sektöründe çok daha yoğun olduğu görülüyor. Malların hareketinin planlamasında, evrakların hazırlanmasında, sevkiyat, teslimat, mal bedellerin tahsili, iade mallar gibi lojistikle ilgili bütün lojistik süreçlerde bilgi teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştığı görülüyor.

 

Sosyal Medya konusunda görüşleriniz nelerdir? Sizce Türkiye Sosyal Medyada hangi aşamada? Şirketiniz hangi aşamada, planlarınız nelerdir?

Dijital reklam harcamalarının yıllık $350 milyar dolara yaklaştığı global dünyada, 10 yıl öncesine kadar onlarca yeni meslek ortaya çıkarmış durumda. Bu meslekler pazarlamada dönüşümü ortaya çıkartıyor. Bu devasa reklam pazarından faydalanan dijital pazarlama çalışanlarının temel süreçleri, doğru tüketiciye, doğru zamanda, doğru platformda, doğru içeriği ulaştırmak, bunun nihai hedefe olan -çoğunlukla satış- etkisini ölçmek ve bu doğrultuda yeni aksiyonlara yön vermek. Türkiye’de yapılan araştırmalara göre; 82 milyona yaklaşan ülke nüfusunun 54,3 milyonu internet kullanıyor. Mobil internet kullanıcısı sayısı 51,5 milyon, aktif sosyal medya kullanıcı sayısı 51 milyona ulaştı. Mobil telefon kullanıcısı sayısı toplam 59 milyon ile nüfusun %73’ünü kapsıyor. Sosyal medyayı mobilden kullanan kişi sayısı 44 milyona yaklaştı. Türkiye’de mobil telefon kullanımı %98, akıllı telefon kullanımı %77 ve bilgisayar kullanımı %48. Türkiye’de herhangi bir cihazla internette geçirilen toplam süre günlük 7 saat, sosyal medyada geçirilen süre ise 2,5 saattir. 51 milyon kişi aktif olarak sosyal medyayı kullanıyor. Mobil cihazlardan sosyal medyayı kullanan kişi sayısı 44 milyon. En çok kullanılan ilk üç sosyal medya platformu sırasıyla YouTube, Facebook ve Instagram. Aktif olarak sosyal medya platformu Facebook’u kullanan kişi sayısı 51 milyona ulaştı. Instagram 33 milyonluk kullanıcı sayısı ile Türkiye’de en çok tercih edilen 3. sosyal medya platformu. Tüm bunlara ek olarak, İnternet kullanıcılarının %56’sı bir ürünü internette araştırıyor, %43’ü ise satın alma işlemini internetten gerçekleştiriyor. Bu verilerden ortaya çıkan sonucu, pazarlamada “dönüşüm” olarak adlandırmak mümkün. Sosyal medya sadece kişisel verileri değil, şirketlerin tüm pazarlama aktivitelerini de içerisinde barındıran yeni pazarlama aracı. İstanbullines olarak pazarlama çalışmalarımızda öncelikli olarak sosyal medya platformlarını kullanıyoruz. Bu önceliğimiz, yaptığımız pazarlama aktivitelerinden doğru sonuçları aldığımızı da kanıtlıyor.