Yazar

Ferdi YILMAZ

 

 

Ocak 2019

 

Çocuklarımız Endüstri 4.0 Devrimine Hazır mı?

 

Beşerî sermayemiz, çocuklarımız, ülkemizin yeni mimarlarının Yeni teknolojik yapılara ayak uydurması ve var olan teknolojiyi doğru kullanması için yeni bir kültürel miras kazanımı.

 

Devrim, toplum için üretim yapan kurumların işleyişinde köklü değişimlerin olmasıdır. Devrimler sosyal ve kültürel yapının tamamen değişmesine de neden olmaktadır. Bazen de devrimler köklü değişimlerden çok bir geçiş sürecini oluşturabilmektedir. Birinci sanayi devriminden ikinci sanayi devrimine geçiş birbirleri ile etkileşimli ve ikinci sanayi devrimi gelişimini tamamladıktan sonra, birinci sanayi devriminin sonlanması gerçekleşmiştir. Bazı devrimler ise çok hızlı gerçekleşebilmektedir. Mesela Fransız devrimi köklü bir değişimdir.

Endüstri 4.0, en doğru tanımı ile yeni nesil yazılım ve donanımların, düşük maliyetli, az yer kaplayan, az ısı üreten ancak bir o kadar da yüksek güvenirlikte çalışan ve bu donanımları çalıştıracak işletim ve yazılım sistemlerinin kaynak ve bellek kullanımı açısından tutumlu olması hedefidir.

Bu tanımın içerisine otonom robotlar, büyük veri, arttırılmış gerçekçilik, IoT (Nesnelerin İnterneti), Siber Güvenlik, bulut bilişim gibi konular yer almaktadır.

Sanayi Devrimleri içerisinde insanlığı en çok etkileyecek, devrim belki de Endüstri 4.0 olacaktır. İnsan emeğinin yerini robotlara bırakacağı, eski mesleklerin ortadan kalkıp yerine yenilerinin çıkacağı, bilgisayarların birbiri üzerinde haberleşeceği, akıllı fabrikalar ve evlerin oluşacağı, artık insanların fabrikalarda ağır işler yapmak yerine bu işleri robotlara teslim edeceği, bozulan makinelerin kendilerini tamir edeceği dönemden bahsediyoruz.

Bu yeni teknolojiler, gençlerimizin arkadaşlıklarını sokaklarda hoplayarak, zıplayarak, sevinçlerini, üzüntülerini, problemlerini ve geleceğe ilişkin umutlarını paylaşmak yerine, dijital ortamlarda yaşamaya itmiştir. Fakat yapılan araştırmalar ve oluşan ortamda bizlerin de gözlemlediği dijital okur yazarlık da hiç de iç açıcı bir gelişme yaşanmamakta olduğu gözlenmektedir.

Dijital Platformu; popüler olmak, beğenilmek, takip edilmek gibi sosyal medyanın pompaladığı “ben merkezli” hedeflere odaklanıp herkesi memnun etmek gibi tehlikeli bir girdabın için kullanmaktayız.

Endüstri 4.0’ın bizden beklediği teknolojiyi her alanda tasarlayacak, geliştirecek, üretecek ve üretilen teknolojiyi kullanabilecek insan gücünü ortaya çıkarmaktır. Bu nedenle gelişimin istenen düzeyde sağlanabilmesi eğitim ile gerçekleşecektir. Endüstri 4.0 gerçekleri; üst düzey düşünme becerilerine sahip, eleştirebilen doğru ve yanlış kavramını ayırt edebilen bireyler yetiştirmekten geçtiği, bilmenin yetmeyeceği, düşünmenin zorunlu hale geleceği yöntemlerdir.

Bu tarz içerisinde, yetiştirilecek nesiller eleştirisel düşünebilecek, çözüm odaklı çalışacak ve bilimin tekniklerini en iyi şekilde değerlendirebilecek bireylerden oluşacaktır.

Bu durum okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim ve yaşam boyu öğretimde olmak üzere çok geniş bir perspektifte birbirleriyle entegre ve etkileşimli olarak düşünülmesi, planlanması, tasarlanması ve uygulanması gereken bir konudur.

Endüstri 4.0 ile birlikte, çocuklarımızın geleceklerini kazanabilecekleri önemli bir beceriye sahip olmaları mümkün oluyor. Çünkü insan bedensel gücünden çok, zihinsel ve yaratıcılık gücünden yararlanılıyor. Bilişim alanı ise, yaratıcılığın en yoğun olduğu sektörlerden birisidir. Robotların ve makinelerin programlanabilmesi, yaratıcılıkla ilgili bir yetenektir. Bu yeteneğin erken yaşlardan itibaren kazandırılması, yazılım dillerine hâkim olunması gerekiyor.

Çocukların zihinsel becerilerinin gelişmesini sağlayan yazılımlar hem soyut hem de somut düşünme pratiğinin önemli bir alanını temsil ediyor. Hem soyut hem de somut düşünme becerisini kazanan çocukların temel eğitim hayatlarında başarıları artacaktır. Bununla beraber, 21.yy. becerilerine sahip çocuk profili ortaya çıkmaktadır. Çocukların geleceğe hazırlanması, seçkin meslekleri yapmaları, üretken olmaları için Endüstri 4.0 üzerine ülkemizde atölye dersleri sunulması önem arz ediyor.

Endüstri 4.0 temelinde, kodlama istemektedir. Kodlama bilgisayarlara ve bilgisayarlar ile haberleşen makinelere yeni özellik ve görevler kazandırmayı sunar. Kendi mesleklerinin icat etmek zorunda kalacak gençlerimizin, ayakta kalabilmesi için kodlama derslerine önem vermeleri gereklidir. Bu neden ile çocuklarımıza robotik kodlama, algoritma, 3D tasarım, mobil kodlama kazanımlarını daha fazla sunmamız gereklidir.

Peki Endüstri 4.0 devrine ayak uydurmak isteyen gençlerimiz neler yapılmalıdır? Yol haritamız nasıl olmalıdır?

Yol Haritamızı Çıkarmalıyız: Endüstri 4.0’da nerede olmamız gerektiğine karşılık, kendi dijital bilgimizi tartmanız gerekli. Eksiklikleri kapatmak için net hedefler belirlememiz gerekli.

Yolumuzu Aydınlatacak Deneme Projeleri Tasarlamalıyız: Her şeyin olabildiğinde en sadesinden başlayalım fakat deneme yapmadan başarıya ulaşamayacağımızı bilmemiz gerekli. Mesela basit bir Pyhton, makine öğrenmesi ya da yapay zekâ uygulaması ile başlayabiliriz. Denemelerimiz bize yol gösterecek ve eksik olan ihtiyaçlarımızı belirlememiz sağlayacaktır.

İhtiyacımız Olan Yetenekleri Tanımlayalım: Deneme projemiz sonrasında ortaya çıkan eksik ihtiyaçlarımızı temel ders alarak, hedeflerimize ulaşmak için yeteneklerimizi ayrıntılı bir şekilde çizmeli ve bu yeteneklere ulaşmak için planlar hazırlamalıyız.

Veri Analizinde Usta Olmalıyız: Endüstri 4.0 temelinde Makine öğrenmesi ve Yapay Zekayı barındırdığı için, veriyi iyi analiz edebilmeli, iyi bir veri analisti olmamız gerekli.

Dijital Dönüşüm ve Bilişimin Kültürel Miras Olarak Benimsenmesi: Belki de bu devirde ayakta kalabilmenin en önemli yolu da Bilişim Sektörünü kültürel miras olarak belirlemeli ve etrafımıza da beraber olduğumuz ve/veya çalıştığımız tüm bireylere de kültürel miras olarak benimsetmeliyiz.

Ekosisteme Uygun Bir Perspektife Sahip Olma: Ürün kullanıcılarına hitap edecek ve kullanıcı ile bir köprü görevi kurabilecek projeler belirlemeli ve bu yönde çalışmalar yürütmeliyiz.

Bizim en büyük sermayemiz beşerî sermayemiz. Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızı en iyi şekilde eğitimli ve donanımlı yetiştirmek, küresel ürünler üretebilecek bir nesil olmalarını sağlamak, ülkemiz için paha biçilmez bir hazine olacaktır.