Özel Röportaj

Said ERCAN

Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED)

Başkan

Aralık 2018

 

Dünyanın İlk Sosyal Medya Sivil Toplum Kuruluşu

 

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Aslen Karadenizliyim. Ortaöğretimimi Yalova’da okudum. Üniversite sonrası Anadolu’nun çeşitli illerinde memurluk yaptım. 2012 yılında kurulan Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Kurucu Başkanı oldum. İstanbul’da yaşıyorum.

 

Eğitim ve iş tecrübelerinizden bahsedebilir misiniz?

Yalova Lisesi’ni bitirdim. Lisansımı İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde tamamladım. Halen Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde akademiye devam ediyorum. Profesyonel iş yaşamına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda Uzman olarak başladım, sonrasında Ziraat Bankası ile devam ettim. 2008 yılında Kuveyt Türk Genel Müdürlüğünde başladım, 7 yıllık bir çalışmanın ardından Kuveyt Türk dijital pazarlama biriminden istifa ederek, kendi şirketim olan Digisos Dijital Danışmanlık ve Eğitim ajansımı kurdum. 2012 yılında da Dünyanın ilk sosyal medya derneği olan USMED’in Kurucu Başkanı oldum, halen bu görevimi sürdüryorum. Aynı zamanda Marmara Üniversitesi bünyesinde kurulan Uluslararası Araştırmalar Derneği (USOMER) Başkan Yardımsıyım.

 

Sektörünüz ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

Sosyal medya sektörü gelişimini sürdüren ve her geçen gün farkındalık oluşturan bir alan. Özellikle dijital pazarlama, dijital diploması, markalaşma, online itibar gibi kavramlar bu alana olan ilgiyi her geçen gün artırıyor. Müşterinin dijitalleşmesi, e-ticaretin artması, dünyadaki dijital dönüşümün artık bildiğimiz dünyayı ve satın alma davranışlarını değiştirmesi bu sektörü çok daha önemli hale getirdi.

 

Dijital Dönüşüm konusunda görüşleriniz nelerdir? Sizce Türkiye dijital dönüşümde hangi aşamada? Kurumunuz hangi aşamada, planlarınız nelerdir?

USMED olarak üyelerimize dijital dönüşüm konusunda öncülük ediyoruz, destek oluyoruz ve mesleki dayanışma sağlıyoruz. Dijital dönüşümü takip etmek, kalifiye insan kaynağını sağlamak, eğitim ve akademi noktasında öncü olmak yaptığımız işler arasında geliyor. Yeni platformlara entegre olmayı ve güncel çözümler üretmeyi de ihmal etmiyoruz.

Türkiye özellikle Dijital Dönüşüm Ofisi’nin kurulması ile bu alana ne kadar değer verdiğini gösterdi. Dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 (Sanayi 4.0) çalışmaları ile Türkiye dünyanın gerisinde kalmayacağını, dijital dönüşüm imkan ve fırsatlarından en üst seviyede faydalanacağını dünyaya duyurmuş oluyor.

 

Sizce Dünyayı değiştirecek teknolojiler nelerdir?

Blockchain teknolojisi bir devrim. Bu teknoloji ile hem daha şeffaf hem de siber güvenlik açısından daha korunaklı sistemleri elde edebileceğiz. Yapay zeka ve makina öğrenmesi ile de insan için tehlikeli ve maliyetli olan iş sahalarında çok daha verimli işler yapılabilecek.

 

Bilişim sektörünün geleceği hakkında öngörüleriniz neler?

Bilişim sektörü işin mutfağı aslında, tüm global şirketler ve yerli şirketler bilişim tarafı olmadan bir şey yapamaz. Bilişim sektörü dev dijitalleşme çağında teknik bilgiyi kavrayan, hayata geçiren ve kurumların arka planda görünmeyen ama hayati bir organı haline geldi. Bilişim alanındaki tüm yenilikler artık markaları bir adım hatta bir kaç adım öne geçirmeye yetiyor.

 

Yapay Zeka konusunda görüşleriniz nelerdir?

Yapay zeka ve makina öğrenmesi, geleceğin en sihirli ve futurist teknolojisi. Hem ütopik hem de distopik olarak bizi süprizlerin beklediği bir alan. Bundan bir kaç gün önce Çin ilk yapay zeka spikerini duyurdu ve spiker ilk haberini de sundu. Japonya’nın Tama şehrinde ilk yapay zeka belediye başkan adayı çıktı. Seçimi kazanamadı, ama bütün aday süreçlerini geçirdi ve ses getirdi. Gençler yapay zeka teknolojileri ile heyecanlanırken, X nesli için bu biraz daha ürkütücü geliyor. Ben makina öğrenmesini destekliyorum, ama insanın düşünsel olarak yerine geçeçek transhümanizim çalışmalarını doğru bulmuyorum.

 

Siber Güvenlik konusunda görüşleriniz nelerdir?

Siber güvenlik dünyanın ilerde yaşayacağı savaşların yeni alanı olarak göze çarpıyor. Özellikle kripto paranın yükselişi ile hacking vakaları arttı. Kurumlar verilerini kurtarmak için bedel ödemeyi mecburen kabul ediyor. Bu da siyah şapkalı hacker’ları besliyor. Hacktivist dediğimiz bir grup ile daha farklı bir dünya hayal ederek, devletlere ve kapital şirketlere ideolojik olarak karşı çıkıp dünyayı siber alemde değiştirmeye zorluyor. Önümüzdeki senelerde istihbarat örgütleri, şirket ve ulus savaşları ile bu alanda çok daha büyük siber güvenlik çözümlerini ve savaşlarını göreceğiz. İran, İsrail ve ABD arasında yaşanan Stuxnet virüs olayı ve 21 Ekim 2016 ABD siber saldırıları, ABD’ye 7 milyar dolar zarar vermişti ve hayatı kitlemişti. Bu saldırılar öncü ayak sesleri olarak bilinmelidir.

 

Blockchain konusunda görüşleriniz nelerdir?

Bu teknoloji hem kripto para alanında hem de yazılımsal olarak devrim niteliğinde bir teknoloji. Dağıtık sistem teknolojileri hem hayatı kolaylaştıracak, hem şeffaflaştıracak hem de hacking saldırılarına siber güvenlik olarak çare olacak nitelikte. Öte yandan noterlik gibi bazı meslekleri de gelecekte bitirecek.

 

Yerli ve milli teknolojiler konusunda görüşleriniz nelerdir?

Özellikle askeri alanda, İHA gibi alanlarda Türkiye artık teknoloji ihraç eden ülkeler arasına girdi. Dünyaya baktığımız zaman da hep ilerlemeler askeri alanda başlıyor. Kendi uçağımız, tankımız, gemimiz, helikopterimiz derken yüksek teknoloji alanında öncü çalışmalar yapılıyor. Start-up’lar ve Türklerin dünyadaki girişimleri de ses getirmeye devam ediyor. Yerli ve milli yazılımlar ve siber güvenlik çözümleri ile dünyada kendi teknolojisini üreten ülkeler arasında başa oynamaya devam edeceğiz.

 

Büyük Veri konusunda görüşleriniz nelerdir?

Big data bilgi çağında çok büyük bir güç olarak karşımızda duruyor. Artık yazılımsal değer değil, barındırdığı veri anlamlı ve değerli hale geliyor. ABD tarafından Google, Rusya tarafından Yandex ve Çin Tarafından QQ, dünyada big data konusunda çok büyük havuz oluşturuyor. Veri analistliği önemli meslekler arasına giriyor. Büyük veri dünyayı şekillendiriyor. Müşterinin ve vatandaşın dijitalleşmesi büyük veri ile iş yapan devletleri ve kurumları öne çıkarıyor. Hayatın her alanında büyük veri teknolojileri geleceği şekillendirecek ve markaların kaderini tayin edecek.